Türkiye'nin kendisini inkar anlamına gelen bu «sefer» , «akan kan duracak» diye pazarlanıyor. Neyle duracak o akan kan?.. 1990'lı yıllarda şöyle dedi: «Batı'nın 100 sene önce ortaya attığı Şark meselesinin devam ettiğini göreceksiniz. Sevr anlaşmasının üçüncü kısmının 62-63-64. maddelerindeki Kürdistan sınırlarını ve yine aynı anlaşmanın 89 ile 93'üncü maddelerindeki Ermenistan sınırlarını bir kere daha gözden geçirirseniz, Sevr anlaşmasında çizilen Ermenistan, Kürdistan ve bugünkü İsrail haritalarının birbiri üzerine nasıl oluşturulduğunu gayet açıklıkla göreceksiniz. O zaman, Osmanlı'dan, İngiliz marifetiyle alınan toprakların nasıl bugün Yahudilere teslim edildiğini göreceksiniz. İşte bu Çekiç Güç vasıtasıyla, uzun vadede yapılmak istenen de, bugünkü Kürt kardeşlerimizin bulunduğu toprakların, ileride büyük Ermenistan'a verilme çabalarının bir başlangıcıdır, aynı, 50 sene önce Filistin topraklarında yapıldığı gibi. Kim ne derse desin, bugün Çekiç Güç kuvvetleri, bir ana rahmi gibi, sınırlarımızda yeni bir devletin doğuşuna, oluşumuna yataklık yapmaktadır.» Çankaya Köşkü'ndeki Gül, tamı tamına 103 kişiyle, casus filmlerindeki gibi gizlice Bağdat'a gitti. Gazeteciler önce gizemli telefonlarla Köşk'te toplanmış, oradan havaalanına götürülmüş. Kendileri uçuşa geçmişken, Çankaya Köşkü internet sitesine de «yalan kabul haberleri» konmuş. Vay anasını!.. Acaba bu gizlilik kime karşıydı? Bildiğimiz, PKK-DTP kanadı kendisini «güler yüzlü, temiz ağızlı» olduğu için seviyor. Hele Talabani bayılıyor, «Sevgili kardeşim. Adı gibi gül gibi» diyor da, başka bir şey demiyor. ABD-İngiltere'den korku desek, zaten bu seyahati onlar programladı. Geriye tek korku kalıyor, herhalde Silivri'dekilerden gizlemek istediler!.. Evet Gül, «Kürdistan» adını koydu. Savunması da hayli trajik; «Anayasalarında Kürdistan Bölgesel Yönetimi yazıyor. Ne diyeceğim! Yunanistan Makedonya'ya Makedonya demiyor, diye biz de demeyecek miyiz? Irak Anayasası'nda ne yazıyorsa o. Ne diyeceğim ben?» Biliyor musunuz, Makedonya Anayasasında da «Makedonya» yazıyor, tüm dünya Makedonya'ya «Makedonya» diyor, ABD'si, BM'si, Yunanistan'a da bu ismi tanıması için yapmadıklarını bırakmıyorlar ama Yunanistan direniyor.Acaba neden, hiç düşündünüz mü?.. Devlet de ondan, kırmızı çizgileri var da ondan, ABD, İngiltere, BM'den tırsmıyor da ondan!..
T.C.'nin en tepesinde olduğu için Başkomutan sıfatına da haiz kişi, «Kürdistan'ın 4 parçasını buluşturacak» Erbil Konferansını destekledi, «herkesi muhasebesini yapmaya» çağırıyor. Kimse bu «herkes» ?.. İmralı'daki mi?.. Türkiye'nin kendisini inkar anlamına gelen bu «sefer» , «akan kan duracak» diye pazarlanıyor. Neyle duracak o akan kan?.. PKK'nın, Barzani'nin, ABD ve İngiltere'nin hayallerini gerçekleştirmekle.. Zaten o kanlar da, bu hayallerin gerçekleştirilmesi için akıtılmadı mı? Akan kanlar, koyun kanı değildi, kınalı kuzuların, Mehmetçiklerin kanıydı.Artık Türk Milleti'nin kanına ekmek doğranıyor, farkında değiliz?.. Görev bölüşümü nasıl da tıkır tıkır işliyor. Biri içerde milleti, «kış uykusuna yatmış» muhalefeti oyalıyor, diğeri dışarıda Türkiye adına çekler, senetler kesiyor!.. ABD-İngiltere, kendilerine hizmet için göreve getirdiği Irak Başbakanı Maliki'yi gözden çıkardı. Şimdi sırada yine kendi atadıkları Afganistan Devlet Başkanı Karzai varmış. Emperyalizmle «işbirliği» işte böyle bir şeydir. Soros'dan, AB'den, AB'den fonlanmak serbest. Türk Metal İş Sendikası Başkanı Mustafa Özbek'ten yardım istemek müebbetlik suç. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkıp, yerine emperyalistlerin istediği modeli koymak için her türlü oyunu çevirmek «demokrasi» .İktidara cephe almak «faşizm» . Dış güçlerin bu ülkede kimin bakan, başbakan, hatta Cumhurbaşkanı olacağını söylemesi «küreselleşme» .Emekli askerlerin ülke yöneticileri hakkında görüş beyan etmesi «cuntacılık» . Dünya yıkılsa bir araya gelmesi imkansız liboşlar ve din tüccarlarının T.C.'yi yıkmak için kol kola girmesi «sivil hareket» .T,C.'yi korumak isteyenlerin dayanışması «terör örgütü» kurmak. Sivil darbeye yardım ve yataklık «özgürleşme» .Muhtıra, darbe sohbetleri yapmak «idamlık» suç. Kayseri'de F tipinin komplolarını ortaya çıkarmak, «hipnoz, yalan haber» .Ergenekon'dan gözaltına alınanların ifadelerini, evlerinden alınan belgeleri çarşaf çarşaf yayınlamak «basın özgürlüğü» . Birtakım muhip gazetecilerin MİT'te PKK'ya af planlarını görüşmesi, bunları pazarlaması «habercilik» . Mustafa Balbay'ın askerlerle görüşmesi «darbe hazırlığı» . Mehmet-Ahmet Altanların, Cengiz Çandarların, Ekrem Dumanlıların Erdoğan ve Gül'le kapalı kapılar ardında «yazılmamak» kaydıyla görüşmesi, «İzleyin, bu iş çok büyüyecek» alarmı verilmesi «vakay-ı adiye» ...Ergenekoncuların görüşmeleri «tarihi olay» . 29 Mart seçimlerinden sonra «sivil anayasa» yapılacağını müjdelemek «devrim» .Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş esaslarına, yani Anayasa'ya sahip çıkmak «darbe» . Falan, falan.Artık «gizli ajandaları» yok, her şeyi açık açık söylüyor, açık seçik yapıyorlar!... Aç aç aç.Tanı tanı tanı.Ver ver ver. Sen bu ahval ve şeriat içinde yine de «Büyük Düşünmeye» devam et Türkiyem. Büyük düşün ki, küçüldüğünü, küçültüldüğünü fark etmeyesin ! Ne de olsa « Veren el, alan elden üstündür» değil mi? (((Meyyal UYGUR dan alıntıdır)))