Bugünlerde tartışılan bir konu var. "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir" deniyor. Tabi bunu söyleyenler dini ön plana çıkartarak söylüyor. Gelin bu konuyu Kur'an dan araştıralım. Acaba Allah huzurunda, kadın ve erkek eşit değil mi? Yoksa bu konuyu saptırarak, İslam dinine zarar verenler mi var?
Hucurat 13: Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. ALLAH KATINDA EN DEĞERLİ OLANINIZ, O'NA KARŞI GELMEKTEN EN ÇOK SAKINANINIZDIR. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
Ayete baktığımızda Yaradan, benim katımda en değerliniz, bana karşı gelmekten en çok sakınanızdır, yani en güzel amel işleyeninizdir dediği halde, bizler kadın ve erkeğin nasıl olur da eşit olmasını, fıtrata ters görürüz. Bizler hurafe inançlarımızın etkisiyle, her zaman kadınları ikinci sınıf bir insan görme yanlışını, ne yazık ki yaptık. Bunun nedeni Kur'an ı terk ederek batılı, hurafe ve sanı bilgileri, din zannetmemiz büyük etken olmuştur.
Ne yazık ki bizler eşitlik dendiğinde, güç-kuvvet, şekilsel dış görünüş anlamışız ve mukayeseyi bu mantıkla yapıyoruz. Çünkü Kur'an ı anlamaya çalışmamışız da ondan. Bir insanın Allah katında ki değeri, inancında güçlü olması, TAKVASI ile doğru orantılıdır. Yani Allah katında güçlü olan, bedenen güçlü olan değil, Allah dan en çok sakınan dır. Kadını ve erkeği belki güç ve kuvvette eşit konuma getiremeyiz, ama ALLAH KATINDA KADINDA, ERKEKTE EŞİTTİR. Önemli olanda bu değil mi zaten. Eğer güç, kuvvet Allah katında eşitliğin ölçüsü olsaydı, sanırım boksör ve dövüş sanatı mensupları birçok erkekten, Allah katında ön planda olurdu. İslam ı böyle mantık dışı konumlara getirmek ve mantığın, aklın kabul edemeyeceği ölçüleri dine nispet etmek, İslam a yapılacak en büyük kötülüktür.
Ne yazık ki kadının, erkekle eşit olmadığını, fıtrata aykırı olduğunu söyleyen ve bu topluma dikte ettiren zihniyet, kadını bu toplumda ikinci sınıf bir insan yapmıştır. Bakın batıl inancın baskısı ne boyutlarda. Elbette bunlara inanan düşünce, kadını erkekle eşit görmez.
1.Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim. Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140 Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; İbn Mace, Nikah 4/1852
2.Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz. İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239
3.Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz. Hafız Zehebi Büyük Günahlar Sayfa 187
4.Kadınların dinleri ve akılları eksiktir. Sahihi Buhari
5.Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir. Sahihi Buhari.
Tüm bu iftiralara inana bir insan, elbette kadını ve erkeği eşit görmeyecektir. Yine Allah katında erkeğin ve kadının nasıl eşit olduğuna Kur'an dan bakmaya devam edelim.
Nisa 124: Mümin olarak, erkek veya kadın, HER KİM SALİH AMELLER İŞLERSE, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.
Kur'an a iman ettiğini söyleyen bir insan, kadının ve erkeğin Allah katında eşit olduğunu çok açık bilir. Bizler bu dünyada imtihan için bulunuyoruz. Ölçümüz ve değerlendirmemiz Allah ın bizlere verdiği değer ölçüsüdür. Hiç birimiz bir diğerinden üstün değildir. Üstünlük Allah a karşı TAKVAMIZDA, yani onun rızasını kazanma yarışındadır.
Tevbe suresi 71. ayetinde mümin erkekle, mümin kadınlar BİRBİRİNİN DOSTLARIDIR DER. Çünkü kadın ve erkek bir birinin tamamlayıcısıdır. BİRBİRİNİN DOSTU OLAN, NASIL BİR DİĞERİ İLE EŞİT OLMAZ. Yine Bakara 187. ayette, ONLAR SİZİN İÇİN BİRER ELBİSE, SİZ DE ONLAR İÇİN BİRER ELBİSESİNİZ DER. Yani her ikisi bir bütünün parçasıdır. Birbirine üstünlükleri asla yoktur.
Bir şeyi kıyas edebilmemiz için, aynı koşullarda olması gerekir. KADIN VE ERKEĞİN YARADILIŞ GAYESİ FARKLI, NASIL OLURDA İKİSİNİ MUKAYESE EDİP, BİR DİĞERİNE EŞİT DEĞİL DERİZ. Size sorsam ve desem ki, HAVA ve SU arasında kıyas yapsanız, hangisi daha çok değerlidir, diğerinden üstündür desem, ne dersiniz? Böyle kıyas mı olur, hava ve su birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Birbirine üstünlüğü söz konusu olamaz dersiniz. İşte erkek ve kadın arasında da asla bir kıyas yaparak, biri diğerinden üstün diyemeyiz.
Gelelim erkeğin kadın ile çalışma hayatındaki farkına. Elbette bu fark zaten çok açık bellidir. Erkek yaratıldığı yapısı ve yaşamdaki iş bölümü gereği, daha güçlü yapıdadır. Onun içinde ailede çalışma para kazanma, geçimi sağlama görevi erkeğe verilmiştir. Tabi bu değildir ki kadın çalışamaz. Böyle bir yasak asla konmamıştır. Elbette çalışır ama bu kadının kendi iradesi ile olur. Kadınında farklı görevi vardır aile içinde. Bunları zaten hepimiz biliyoruz. Erkek ve kadına Allah ın verdiği sorumluluklar, hiç birisine üstünlük sağlamaz. Her biri üstüne düşen görevlerden sorumludur.
Peki, tüm bu bedeni farklılıkları öne sürerek, kadın erkekle fıtrat yani yaradılış gereği eşit değildir dememiz, ne kadar doğru olur. Eşitlik değerlendirmesini kim yapabilir biz yaratılmışların üzerinde? Yalnız Allah yapabilir. ALLAH BENİN NAZARIMDA EŞİTSİNİZ DİYOR ve bu dünyada kadına ve erkeğe iş bölümü, görev dağılımı yapıyor. Bakın Allah yine hiçbir ayrım yapmadan ne diyor.
Nahl 97: ERKEK VEYA KADIN, MÜMİN OLARAK KİM İYİ AMEL İŞLERSE, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.
İşte Allah ın kadın ve erkek arasındaki değer yargısı. Kim olursanız olun, ister erkek, ister kadın, huzuruma gelirken bu dünyada iyilik, güzellikler yaparak gelmelidir diyor. Allah kadını ve erkeği fıtrat, yani yaradılış gereği kendi katında eşit kabul ettiği halde, bizim içimizden bazıları kendi arasında, kadını erkekle eşit görmüyorsa, bu elbette onların sorunudur. Kendi yaşantılarında kadını eşit göremeyenler, Allah ın kurulmasını istediği adaletli bir düzeni de, elbette kuramayacaklardır. Allah ın önerdiği düzeni kuramayanlar, ne huzuru nede mutluluğu bulmaları, mümkün de olmayacaktır. Sizlere son bir ayet daha hatırlatmak istiyorum.
Nisa 32: Allah'ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri hasretle arzu etmeyiniz. ERKEKLERİN DE KAZANDIKLARINDAN BİR PAYLARI VAR, KADINLARIN DA KAZANDIKLARINDAN BİR PAYLARI VAR. Allah'ın lütfunu isteyiniz. Şüphesiz Allah, her şeyi bilmektedir.
Sizce Yaradan bu ayetle, bizlere ne anlatıyor? İster erkek olalım, ister kadın olalım. Hepimizin birbirinden farklı yanlarımız olabilir. Bu farklılıklarımızın da bizlere getirdiği çok farklı özelliklerimiz de olabilir. Hatta bu farklılık bizleri özendirebilir. Bu farklılıkları dikkate almayın, özenmeyin diyor Allah. Çünkü ben farklı oluşunuza bakmam. Erkeklerin kendine has özellikleri ile kazandıkları kendilerine, kadınlarında kendine has özellikleriyle kazandıklarından kendilerine bir pay var diyor Rabbimiz. Yani ben sizlere gücünüz nispetinde sorumluluklar verdim diyor. Yaradan bu ayetiyle, aile içinde kadına ve erkeğe verdiği görev ve sorumluluklarını hatırlatıyor ve diyor ki, HERKES KENDİ GÖREVLERİNDEN SORUMLUDUR.
Son olarak şunu söylemek isterim. Kadın ve erkeğin fiziksel yapısında, elbette eşit olduğunu söyleyemeyiz. EŞİT OLMAMASININ NEDENİ, ALDIĞI GÖREV VE SORUMLULUKLA İLGİLİDİR. Ama bunun eşit olmaması, bizlerin yaşamında eşit şartlarda olmadığımızı asla göstermez. Bu dünyada işlediğimiz suçlarda, hâkim karşısında nasıl erkek ve kadın eşit tutuluyorsa, Allah katında da erkek ve kadın eşittir. Eşitsizlik, bizlerin kendi nefislerimiz de yarattığı adaletsiz, batıl ve hurafe inancımızdan gelmektedir. Lütfen bu yanlış inançlardan kurtulalım ki, huzurlu ve adaletli bir toplum olalım.