YURT DIŞINDA YAŞAMAK ZORUNDA KALAN TÜM GURBETÇİLERİMİZE EN DERİN SAYGI VE SEVGİLERİMLE..
46 Yıl önce yani 1961 yılında başlamıştı macera. Hayır bu macera değildi aslında. Bu benim çilekeş halkımın bir göçüydü Anadoludan, Avrupaya uzanan bir yol hikayesiydi bu.
Tarih boyunca Avrupa ve Anadolu birbirinden hiç kopmadı. Fakat bu sefer bu yol çok farklıydı. Benim Anadolu insanım için dönüşü olmayan bir yoldu bu bir vedaydı bu Anadan, Babadan, yardan, evlattan ve Vatandan kopuşun hazin bir hikayesiydi bu. Bu başlangıç getirmiş olduğu hüznün yanında aynı zamanda bir sevincin de başlangıcı idi. Rahata kavuşma hayali kuran benim insanımın, paraya kavuşma hayali kuran insanımın gizemli ve sır dolu yolculuğu idi bu göç. Arda arda Tren garlarında uğurlamalar, havalimanında yine gözü yaşlı uğurlamlarla başladı ve bu güne kadar da sürdü. Yarım yüz yıl böyle geçti bu koca 50 yıla iki hatta üç nesil sığdı vatandan uzakta ...
Peki gitti de ne oldu hayal ettiği gibi rahat edebildimi Anadolu insanı vatandan uzakta? Hayır arkadaşlar rahat edemedi hep çile çekti benim insanım en ağır işte çalıştırıldı yıllarca ..Hoş değil hor görüldü, Tüm bu çileye uzak kalmaya rağmen İlk ve ikinci nesil insanımız uzaklaşmadı özünden, kültüründen ve benliğinden.
Ya üçüncü Nesil ?
Çok az...
Evlatlarına ve torunlarını Türklüğü ve türk kültürünü vatan sevgisini yaşatabilenlere ne mutlu.!!!
Ne mutlu onlara ki ;
Nefes aldığı bu vatana burada ihanet edenlere inat yaşattığı için Vatanı !!
Üçüncü nesil ile birlikte Avrupada tarihi bir değişim yaşanmaya başladı.
Bizler Ana vatanda gurbetçilerimizin geride bıraktığı 50 yılı hiç sorgulamadık ve yine vatandan uzak büyüyen çocuklarımız orada hangi duyguların kıskacında yaşıyor acaba?
Biz neyi sorguladık?
Biz gurbettekilerin binbir güçlükle sahip olduğu maddiyatı sorguladık...Dedi kodu yaptık, biz onları kıskandık..Onlarla gurur duyamadık..
Bir yanda binlerce km.uzakta dili, dini, ve gelenekleri farklı bir kültürün içinde var olma mücadelesi veren gençlerimiz. Ne kadar Türk? ne kadar Avrupalı?
Türk olarak bu üçüncü nesli Türklüğü ile gurur duyması için gayret göstermedik...
İnsan en çok bayramlarda hissediyor yalnızlığını.Ailesinden sevdiklerinden akrabalardan arkadaşlarından uzakta hele Vatanından uzakta geçirilen bir bayram hüzün verir gurbetciye onların hüznünü onlarla yaşamadık...
Değerini bilmek lazım elindekilerin, yaşayanların. Gurbetci koşmayı arzular toprağına , anasına ve atasına . Ama ne çareki gurbet uzaktır geçit vermez kokusunu almaya. Koşmak ister gurbetçi, tutmak ister anasının nasırlı ellerini ama başaramaz gurbet engeldir anasının nasırlı ellerini öpmeye. Zordur geceleri yaşamak gurbetçi için çünkü istediği an okşayarak avunacağı toprağından uzaktadır. Zaman hızla akıp giderken furbetçi en çok kaybettiği maneviyatına üzülür.çünkü malesef gelmiyor bir daha geri. Gurbetçilerimiz Vatan hasreti, toprak hasreti içinde var olma mücadelesi verirken biz ne yaptık...? UYUDUK ... VE HALA UYUMAYA DEVAM EDİYORUZ.. YURT DIŞINDA YAŞAMAK ZORUNDA KALAN TÜM GURBETÇİLERİMİZE EN DERİN SAYGI VE SEVGİLERİMLE.. EYÜP ÖZTÜRK
Benim gurbeti sizler gibi yaşamama imkan yok kardeşim. Ben sadece zaman zaman geceleri kapatırım gözlerimi kendimi Anayurttan uzakta olan tüm gurbet kuşlarının yerine koyarım. O yalnızlığı o hasreti ve toprağa olan özlemi yaşarım kalbimde Benimde abim (Allah Rahmet eylesin) 1973 de daha çok genç ken gitti Almanyaya uzun yıllarda yaşadı 2001 de vefat etti hasta olarak 12 yılını toprağından ayrı geçirdi..rahmetli anlatırdı bana yanlızlığı ve çaresizliği hafızamda ben yaşıyorum tüm gurbet kuşlarını rahmetlinin ölümü ile ama dedimya sizler gibi hissetmeme imkan yok tabi.
Değerli kardeşim, Gurbet nedir diye sorsalardı bana ait olmadığın fakat geri dönüşü olmayan yerde bulunmaktır derdim..
Ne demiş şair;
kime desem derdimi söyleyin bulutlar.. bizi dost bildiklerimiz vurdular bir de gurbet yarasi var hepsinden derin söyleyin memleketten bir haber mi var? yoksa anamın göz yaşımı yağmurlar? Bulutlar anama selam söyleyin kavusma günümüz yakinmis deyin felek anamdan ayrı koyduysa beni gurbet elde bir basima neyleyim? üç günden fazlası zulüm gurbetin bir adım ötesi, ölümdür gurbetin.. demiş..
Ne umuyordum ne buldum sorsunu sorarsınız daima kendi kendinize. Yıllardır kendi kendinize içinize attınız acınızı hasretinizi ve yalnızlığınızı düşünürsünüz ama ne çare. Çoğu kez ana hasreti çekerken memleketini, köyünü, tarlanı, annenin sıcacık çorbasını özlerken, üşüdüğünde üstünü örtecek bir yakınını hayal ederken. Yüreğin kan ağlar, için içini yer, benliğini kemirir bu gurbette yalnızlık, çoğu kez herkesten uzak bir köşede sessizce oturur ağlarsınız. Gözyaşınız süzülürken yanaklarınızdan silecek kimse yoktur etrafında.
Gurbette dostunda yoktur herkes yabancıdır sana, iyilikle yaklaşır kötülükle devam eder sana dost olmaya çalışanlar. Ama yinede dimdik ayakta durmayı başardınız sizler.Sizi vatanda bekleyenler bir annen bir baban ve birde kardeşlerin vardır tek dostum diyebileceğin. Yazımda da bahsettiğim gibi siz gurbet elde arayıp da bulamadığınız dostluğu size can size nefes veren toprağınızda ararken buradaki dosrlarınız size dost görünüp daima çile çekerek kazandığınız paranızın peşinde olmuşlardır daima ve kıskanmışlardır sizleri. Burada size dost görünenler, yitirdiğiniz hasret ve çile dolu yılları değil her geliş gidişinizde yanınızda taşıdığınız malınızla paranızla dost olmayı arzulamışlardır. Gurbet elde yalnızlığınız yıkmışken sizi birde en yakınlarınız vurur sizi parasal dostlukla...
En Güzel dostluklar ve en güzel günler siz gurbet kuşlarının olsun.. İçinizdeki Vatan sevgisi toprak sevgisi solmasın.
Kısaca kardeşim gülen yüzünüz hiç solamsın.. Eyüp ÖZTÜRK
Eyüp bey, okadar anlasilir ve net yazmissinizki ekleyecek birsey bulamiyorum. öyle güzel anlatmissinizki sanki bizlerin icinde yasayan birisi gibi, bizleri bu kadar iyi anlayan yasadigimiz zorluklari bu kadar iyi bilen birilerinin olmasida yeter. gercekten gözlerim dolu dolu okudum... Bizlerde bu yolcularin ikinci nesilleriyiz, bizler iki ülke iki kültür arasinda SIKISMIS insanlariz ne yazikki, bizler burada TÜRKLER vatanimizda ise ALMANCI, AVRUPALI olduk yani iki taraftada yabanci olduk, Ama her nerede yasiyorsak yasayalim bizler TÜRKÜZ bunu her ne kadar vatanimizda almancilar densede bizler 46 yil önce yola cikan TÜRKleriz. Birinci nesil cocuklarina hasret kaldi evlatlarini Türkiye deki akrabalarina birakip calisti sebep bir an önce calisip para biriktirip geriye gitme düsüncesi, ne yazikki yapamadilar gidemediler. Ikinci nesil ise Ailelerinden uzakta yasamanin zorlugunu yasadigi icin cocuklari ile birlikte calistilar gene bir an önce vatana dönme arzusu ile ne yazikki dönemedik ve ücücncü nesil yetismeye basladi. onlarin dönmesi cok daha uzak bir ihtimal bir kesim cocuklarina dinimizi kültürümüzü unutturmamak adina caba veriyor dinii milli bayramlarimizi yasatmaya calisiyor ama bir kesim ise biz buraya uyum saglak zorundayiz diye düsünüp öyle yasadiklari icin cocuklarda ne yazikki buralara uygun yasiyorlar yani ücüncü nesilin i$i daha zor.
Bizlere simdi daha cok is düsüyor ücüncü nesil doganlara bizler ne ögretebilirsek kardir yoksa Allah korusun iki kültür arasinda kaybolacklar, ikinci nesil en azindan cocukluklari Türkiye de gectigi icin o kültürle büyüdükleri icin o kültürü yasatma anlatma sanslari var bizler bu cocuklara ne ögretebilirsek gelecek nesilde öyle büyür.
Yillardir bayramlarimiz buruk gecti, sevincimizi hüznümüzü Ailelerimizle paylasayamadik, keske bu dönülmez yolculuga hic cikilmasaydi kimbilir belkide ciktiklari yoldan hic dönemeyeceklerini bilselerdi onlarda hic cikmazlardi.
bu güzel yaziniz icin cok tesekkür ederim Eyüp bey. gurbetcilerdende sizlere saygi ve sevgilerimizle.