12 Eylül 2010' da sözde Anayasa değişiklik paketi üzerine yapılacak olan referandumla ilgili sitede gündeme getirdiğim konu üzerine güzel ve eğitici diyebileceğim tartışmalar yapılmaktadır.
saidenvar kullanıcı adlı değerli arkadaşım referanduma konu olan Anayasa değişiklik paketi maddelerini siteye koymuş. Kendisine teşekkür ediyorum. ve diyorumki bu Anayasa değişiklik paketi denilen maddelerin keşke 1982 Anayasası maddeleri ile karşılaştırmalı koysa idi. İşte o zaman dostlar 1982 Anayasasına göre oluşturulan mevcut değişikliklerin 1982 Anayasının düzeltilmiş halimi, yoksa o 82 Anayasasının müabbete dönüştürülmüş halimi olduğunu hepimiz görecektik. Bu sayede Asker Anayasasının bile cüret etmediği ve bağısız olması gerektiğini ısrarla belirttiği yargının hükümetin tekeline bırakılmadığını görecektiniz.....
(Teknolojik olarak yüksek bilgiye sahip olmadığımdan sizlerle paylaşmak için siteye koyamıyorum. kitap sayfası gibi sol yüz 82 Anayasası, sağ yüz 2010 referanduma konu sözde Anayasa paketi var sayfa sayfa karşılaştırdım değişiklik olarak adledilen kelimelerin altı çizilmiş fakat dedimya bir kaç yem madde dışında Siyasi iktidarın yararına fakat Türk halkının yararına madde göremedim)
Arkadaşlar, Bir kaç yem madde ile asıl yapılmak istenenler açıktır....... Bu site üzerinde yazan ve yorumlayan siyasi iktidar yanlısı değerli arkadaşlarımızın yazılarımda sorduğum sorulara cevap vermesini isterdim. Fakat arkadaşlar sorulara ve yorumlara yanlı davranarak görüş beyan etmişlerdir. Yazdığım ve anlatmak istediğim gerçekler göz ardı edilmiştir.
Tekrar ediyorum 1982 Anayasası ile bu kandırmaca Anayasa iyi etüd edip karşılaştırıldığında siyasi iktidarın amacının 12 Eylul Anayasasi ile hesaplasmak degil, 12 Eylul Anayasasi'ni kendi işlerine yarar hale getirmek olduğunu göreceklerdir.
Ben yazılarımda, Bu Sözde değişiklik hükümetin yada hükümetlerin diktatörlüğünü kurumsallaştıracaktır. Çünkü Hükümetin referanduma sundugu Anayasa degisIklik onerisinde 12 Eylul 1982 Anayasasi'nin kurumlarina dokunulmuyor: Hesaplasma aldatmacasiyla diktatorluk tamamlaniyor .. DEdim...
Nelere dokunulmuyordu?
1) Cumhurbaşkanının geniş yetkilerine dokunulmuyor, tam tersi artırılıyor Kenan Evren bile kendisine ait yetkileri 82 Anayasasında daha kısıtlı tutmuştu. dedim. 2) Adalet bakanının yargı üzerindeki egemenliğine dokunulmuyor tam tersi artırılıyor 3) HSYK'nin baskanligi, "Adalet Bakani"na veriliyor. 2) Adalet Bakani'nin emrindeki Mustesar, HSYK'nin dogal uyesi kabul ediliyor. 3) Yargic ve savcilar idari gorevleri yonunden adalet bakanligina baglaniyor, denetimleri Adalet Bakani'na veriliyor. 4) Anayasa degisIkliginde Adalet Bakani'nin denetimdeki gucu artiyor. Anayasa Mahkemesi'nde 3 uye icin TBMM devreye sokuluyor, ancak nitelikli cogunluk getirilmeyerek iktidar partisi tek yetkili hale getiriliyor. 5) Milletvekilinin adi suclardan yargilanmasina yol acmayan degisIklikler, kuvvetler ayriligi'ndan kuvvetler birligi'ne gecilmesini sagliyor; 6). Anayasa Mahkemesi uyelerini hükümet belirleyeceğinden, basta zimmet ve yolsuzluk dosyalari bulunan tüm iktidar parti vekilleri yargılanmaktan kurtarılıyor. 7)Vekil dokunulmazlıkları kaldırılmıyor tam tersi dokunulmazlık sağlam ipe bağlanıyor. 8) DegisIklikler, Turkiye'nin dogusunda "Kurt acilimi"nin oteki adiyla kukla Kurt devleti kurmak icin topraklarimizin parcalanmasina yol acacaktir!
Değerli arkadaşlar, şimdi sormak istiyorum....'!!!!!!!!!
1- 1982 Anayasasına göre getirilen olumlu değişiklikler şunlardır diyerek bir yazı yazabilirmiyiz.? varsa nelerdir.?
2-Yukarıda özet hailnde yazmaya çalıştığım değişiklik sizce olumlu bir değişiklikmidir??????
3- Yargının hükümetlerin yani siyasi iktidarın emrine bırakılması kadar abeste iştigal başka ne olabilir?
4- sizler yargının bağımsız olmasından yana değilmisiniz?
Yüzlerce General asker subay ve astsubay çeşitli bahanelerle hapse mahkum edildi . Darabe vs. konularla. Ne oldu bir yıla kadar sorgusuz sualsiz hapist yattılar sonra yokmuş dediler serbest bıraktılar. Şimdi düşünebiliyormusunuz. Yargı bağımsız fakat baskı altında olduğundan iyi işleyemz duruma geldi yani çöktü.
Diğer yandan Ünlü doktor Mehmet Haberalin suçu neydi.? Konuşmak Hükümete muhalefet olmak Asker darbeden beraat ettide bu gün Konuşan siviller yani Mehmet haberal, Tüncay Özkan, Mustafa Balbay ve daha onlarca sivil neden içerde Asker Ergenekondan kurtarı darbeci değil dendi Peki sivller neden içeride.?
Çünkü onlar çıktıklarında konuşmaya devam edecekler Hükümete muhalefet olmayı sürdürecekler.
Sormazlarmı Darbeyi Tüncay Özkanmı yada Mustafa Balbaymı yapacak??
TÜRK CUMHURİYETİ ORDUSUNU GÜÇSÜZ BIRAKMA GAYRETİ İÇNDE OLANLARIN AMACI NEDİR.?
Bu örnekleri Baskı altında kalan Yargının içler acısı halini gözler önüne sermek için yazdım. Bu gün yargı görevini yapamıyorsa hükümet baskısı ve korkusu yüzündendir. diyorum. Ve düşünün yargının hükümetin emrinde olacağını, O zaman Türkiye Cumhuriyeti Devletinde Adaletten kanundan bağımsızdır ve sağlıklı karar vereceklerdir diyebilecekmiyiz.?
Değerli arkadaşlar ben diyorumki, 12 Eylül'de önümüze konacak olan sandığa evet ya da hayır oylarının atılması basit bir anayasa oylaması değildir. Bu oylama ile Türkiye halkı, Cumhuriyet rejimini hak edip etmediğine ve yıllardır sürdürülen açlığa mahkum edilip edilmeyeceine karar verecektir.
2002 den bu güne Çiftçi, Memur, İşci, Emekli, Küçük esnaf, Orta ölçekkli esnaf ve fabrika sahipleri yok edilirken bir kısım yandaş gurup ne yapılmıştır ihya edilmiştir.
Türkiye halkı, demokrasiye sahip çıkıp çıkamayacağına karar verecektir. Çünkü yargının Hükümetin ve şahısların eline olduğu bir ülkede demokrasiden ve bağımsızlıktan söz edilemez...
Bu oylama ile Ülkemizin "bölünmez bütünlüğü" içinde ve milli sınırları dâhilinde bağımsız bir ülke olarak yaşamaya devam edecek.
Bakınız. Kurtuluş savaşı öncesinde ve sonrasında Trabzon Sümele Manastırında verilmeyen izinler, İstanbulun ortasında Patrikhaneye verilmesi düşünülen özerklikler, doğuda Kürtlere bırakılacak topraklar vs.vs.ler bağımsılıktan uzaklaştığımıızn işareti değilmidir?
Bu oylama ile hükümete verilecek güven oyu ile , Ya da devlet, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Politikası adı verilen bir strateji boylamında emperyalizmin sıradan bir maşası olmaya devam edecektir. Yada Ne AB. Nede ABD güdümü olmadan Tam bağımsız olarak Atatürk Türkiye' sini yaşatacaktır.
Bu oylama ile Ya demokratik hukuk devleti bu ülkeye egemen olacaktır. Ya da yasama, yürütmeye el koyan güçler, yargıyı da egemenlikleri altına alarak devletin üç gücünü tek elde toplayacak ve sivil görünüşlü diktatörlüklerini ilan edeceklerdir.
Türkiye gerçekten bir yol ayrımına gelmiştir. Sözünü ettiğimiz yol ayrımı, birbirlerinden keskin ve kesin çizgileri ile ayrılmış ve giderek netleşmiş, sivrileşmiştir. İlk hamlesi 12 Eylül gününe isabet etmektedir. Türk halkı sandığa gidecek ve [artı] değerlere sahip çıkacaktır. Hükümetin devamından yana karar alacaktır. yada ; 12 Eylül'ün hemen ardından yapılacak seçimlerde [eksi] değerlerin sahiplerini iktidardan indirecektir...
Çünkü bu aslında bir güven oylamasıdır...
Yara almamış bir Anayasa, diktatörlüğe hayır demiş bir halk ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan bir toplumsal muhalefetin öncülüğünde Türkiye bu badireyi atlatabilir. Ameliyat sonrası yaşanacak olan nekahet devresini sağlıklı bir biçimde savuşturabilir.
Anayasa referandumunda çoğunluk oylarının "evet" biçiminde oluşması durumunda ise Türkiye, çok büyük risklerin altına boynunu uzatmış olacaktır.
Türkiye'nin sınırları risk altına girecektir.
Toprak bütünlüğü risk altına girecektir.
Demokratik hukuk devleti, bir daha belini doğrultamayacak ölçüde büyük bir darbe yiyecektir.
Devlet kurumlarının hemen hemen tümü teslim alınmış olacaktır.
Satılmadık bir değerimiz kalmayacak ama, harcayacak kendimize ait [borç alınmış olmayan] bir tek kuruşumuz kalmayacaktır.
İşsizlik, hayat pahalılığı, eşitsizlik, adam kayırma, hortumlama ve benzeri olgular daha da çoğalacak ve meclis başkanının sumenin altında bekleyen yolsuzluk dosyaları birer birer aklanacaktır.
Ya Deniz Feneri yolsuzluğu?..
Haydi canım sizde!.. O da ne?..
Adalet emir altına girince o ülkede işler iyiye gitmez.
Ülkenin başına bu çorapları örenler hiç mi tarih okuyorlar?..
Tarihin durdurulamaz gidişinden hiç mi dersler çıkartmıyorlar?..
12 Eylül'de "hayır" diyecek olan Türk halkı, bu çorap örücülere bu soruları sormaya hak kazanacaktır?.. Saygılarımla..........
Bu yazdıklarım, elbette okuduğum haberlere göredir; sizin de okuduğunuz haberlere göre olduğu gibi. Medya ikidir: İktidar yanlısı, muhalefet yanlısı. Burada kimse kimsenin avukatı değil. Ayrıca kimse kimseyi aydınlatmak ve karartmak durumunda da değil. Ergenekon yalan mı, değil mi dava sonuçlanınca göreceğiz. Şuan hüküm vermek için erken. Şuan ne AYM'nin ne HSYK'nin eli kolu bağlı. Onlar da kendilerince içerdekileri kurtarma yolunda ki iş daha yukarılara uzanmasın. Hatta Demirel'e kadar.. Size göre ben tarafım, bilin ki hakkın tarafı olduğumu düşünüyorum; ben de sizi öyle görüyorum, yazdıklarınıza binaen. Bir de insanımızın bir hali var: Bir adamın yaptığı bir iyilik ile bütün kötülüklerini örter. Bundan dolayı can damarını emen düşmanını dost zanneder. Bundan dolayı münafıkın zararı daha fazladır. İçerde olanlar ve dışarı çıkanların davaları düşmedi ki, dava devam ediyor.
Allah, Peygamberimize buyurur: De ki: Ben de sizin gibi bekleyenlerdenim.
Değerli Saidenvar, Yazdıklarınıızn tamamı bu gün siyasi iktidar yanlısı gazete, dergi ve tv. lerden alıntılar olduğunu bu düşüncelerin şahsınıza ait olmadığını düşünüyorum. Yok eğer bu düşünceler şahsi düşüncem diyorsanız söyleyecek söz yok.. Bilmelisinizki, İyi araştırıldığında yada incelendiğinde Ergenekon yalanı ile suçlanan şu an içerde yatanların ve dışarıya çıkanların hepisne bahşedilen suçlamalar sanık ve avukatları tarafından çürütülmüş görülen her duruşmadan beraat etmişlerdir. Silivri mahkeme duruşmaları arşivlerini alıp okursanız gerçekleri göreceksiniz. Şimdi diyeceksinizki o halde neden hala içerideler. Bu duruşma neden zaten adil değil. Yüzlerce klasör binlerce sayfa ve yüzlerce idda ama sadece idda ve her duruşmadan sonra bağlanıp kaldırılan dosylardaki iddalar belgelerle çürütüldü. ve bu iddianameyi hazırlayanların gerçek amacı ortaya çıktı şimdi siz 2 yıldır süregelen tutukluluk ve duruşma lardan şunlarda yada şu iddadan mahkumiyet aldı. ama diyemessiniz. çünkü yok suçlamaların hepsinin oyun olduğunu mahkeme heyeti de görüyor fakat eli kolu bağlı Neden bağlı? siz de gayet iyi biliyorsunuz. Balyozdu çekiçti derken kardak kayalıklarına Türk bayrağını diken Irakta PKK ya karşı öücadele eden. APOYU getirenler dahil olmak üzere hepsine suçlamalr yapıldı ama bu gün içerde kaç muazzaf subay kaldı. Yada hala içere olan kaç emekli olmuş Vatan evladı vatansever ordu mensubu var.? Bu kadar aydın bir insan olarak sizlerin olaylara bu kadar yanlı ve tek çerçeve ile bakması tarafsız olamaması karşıısnda derin üzüntü içinde olduğumu bilmenizi istirham ederim...
Ergenekon ve yavruları, sadece askerî kanadı olan bir çete değildir. Birileri Türkiye'nin geleceğine yön vermek istiyorsa, askere sızacak, meclise sızacak, iş dünyasına sızacak, yargıya sızacak. Yargı ile ilgili Moğultay'ın beyanı ortada, ne kadar sızmışlar. Bu çetelerin uzun soluklu olması için cumhurbaşkanından milletvekiline, askere, savcı ve hakime kadar sözü ve eli uzanacaktır. Şuan içerde olanlar, belki de onda biridir. Arkasını bekliyeceğiz. Kimler çıkacak. Belki ağzımız ayrı kalacak şekilde: Bu da mı? Fakat bunlar keyfi olamaz. Savcılar keyfi uygulamalar yapamaz. Ellerinde belge olmak durumunda. Ellerinde belge, ses kayıdları ve görüntüler var ki, bu kadar cesaretle hareket ediyorlar. Yargıyı ellerinde bulunduranların ses kayıdlarına bakıldığında, onlar bile engelleyemiyorlar. Hasılı, hükümet yargıyı eline mi almaya çalışıyor, yoksa zaten siyasalaşmış olan bir yargıyı bağımsız hale mi getiriyor. Dikkat edelim, meclisin çıkarttığı maddeler değil, AYM'nin onayından geçmiş olan maddeleri oylayacağız, yani AYM'deki hukukçuların göremediği tehlikeyi eğitimci, muhasebeci, mühendislerin mi gördüğünü savunacağız.
Yorumlarını okudum. Ziyadesi ile memnun oldum. Herhangi bir siyasi oluşum içinde bulunmadığını söylüyorsun. Olmadığını zaten biliyorum. Kaldıki ben Üye değil siyasi partiye olan desteğiniz ve güveninizden bahsetmiştim. Bu da çok ama çok doğal bir olay. Bir siyasi parti görüşünü desteklemek kadar daha demokratik ne olabilirki? Muhalefet partilerinin benim kadar muhalefet yapamadığınızı yazmışsınız. ve bir parti içinde iyi düzeyde olacağımdan bahsetmişsiniz. Tüm samimi duygularımla ifade etmem gerekirki bu cümlelerinizden mutlu oldum beni onure ettiniz. Ama sizşn beyanınızda olduğu gibi bende her hangi bir parti ile uzaktan yada yakından ilgili değilim. Şu an yapmaya çalıştığım mesleğim olan muhasebecilik görevimdir. 2000 çalışanın olduğu bir gurup firmasında bulunmak ve buradaki arkadaşlarla tartışmak ayrıca siz çok değerli dostlarımla bir arada fikir alışverişinde bulunmak en güzelidir. Değerli arkadaşım bu referandum konusunu dile getirmekteki diğer bir amacım ise tüm kasaba halkını neyi oylayacakları konusunda maddeler üzerinde yorum yapmadan görüş belirtmeden yazmaktı. Fakat ben kişisel görüşlerimi yani yorumlarımı yazmadan direk madde madde yazsa idim bu günkü kadar ilgi çekmezdi belkide.. Fakat şimdi kasaba halkı ve kasabadan olmayanlar bu konuları ve tartışmalarımızı okuduklarında en azından kasaba insanının ne kadar aydın ve paylaşımcı olduğunu görecek.. refarnduma konu olan değişiklik maddeelerini 1982 anayasası ile karşılaştırmalı olarak okuyup anlayacak karar vermesine yardımcı olacak. Sizler ve bizler umut ediyor ve diliyorumki, bu ortamı hazırlayarak toplum yararına iyi şeyler yaptık bu topluma olumlu iyi değerler kattık. Aynı sıcak ve kardeşce ortamın süreklilik arzetmesini diliyorum.. Burada bizler değişkiklik metninin yanında ayrıca niyetleride sorgulamış oluyoruz. İyi bir demokrasi örneği sergiliyoruz. Paketin içinde 1982 Anyassaına göre biraz daha bireysel özgürlüklere hitap eden değişiklikler var. Bu metin biraz daha liberal fakat. Benim ve benim gibi düşünen bir çok arkadaşın da paylaştığı endişe bireysel özgürlüklerin altında yatan asıl sebebler dir. Çünkü Bireysel özgürlüklerle ilgili maddeler bir ucu açıktır. Bu heb beraber gçreceğiz Kürtlerin yani ayrılıktan yana olan kürt kökenli kardeşlerimiizn daha fazla meydanlara çıkmasına sebeb olacak ve bunuda anayasal hak olarak adledeceklerdir. fakat Yargının yasama ve yürütmeyi elinde bulunduran hükemtin eline geçmesi için ve Cumhurbaşkanının yetkilerini artırıcı maddelerin var oluşu sizce de düşündürücü değilmi? Bu gün Hükümete bağlı vekillerin ciddi olarak bekleyen dava konusu olmayan her türlü usülsüzlük, yolsuzluk ve daha bir çok sebeblerin olduğu mahkeme dosyasının binlerle ifade edildiği bir hükümet CUmhuriyet döneminden bu güne var olmamıştır. kabul ediyorumyuz? Sadece Sayın Başbakınımız için bekleyen dosyas saysı kaçtır? Biliyormusunuz? Bir devletin başbakanı son 3 yılda süreki muhalefet üzerine konuşup halkı kandırıyor ve halkın sorunları ile ilgilenmiyorsa.. Ne söylenebilirki? Tek isteyim değerli kardeşim kasaba insanını şu kahve köşesinden kurtarmak ve konuşmaya okumaya ve seviyeli tartışmaya yönlendirmek. hiç unutamıyorum 17 Sene evvel kasabaya ilk geldiğimde o meydanda gördüğüm manzara karşısında yani aynı ırk aynı soy insanların yani kardeşlerin bir birlerinin yanında olmayışı kavgalı değilse bile küs oluşları. idi Biraz araştırdım ve körü körüne siyaset olduğunu gördüm. Üzüldüm... Umarım ve dilerim bu halk busiteye ve bunun gibi diğer kasaba menfaatine olan her şey daha yakın ve daha ilgikli olurlar.. saygı ve sevgilerimle
saidenvar kardesim güzel yazmissinda bir kac konuyu sanirim ben atladigimdan anlayamadim.bu ergenekon davasi sonuclanip suclular cezasini cekmek icin hapise tikildilarda benimmi haberim olmadi?eger öyleyse bu isi yapan generaller disardada uzaktan biraz bulasmis olanlar iceride?bu is bana biraz sacma geldi dogrusu,aynen birisi cinayet isliyor birileri onu görüyor diger birileride duyuyor,ama ne hikmetse cinayeti isleyenler disarida görgü ve duygu sahitleride iceride öylemi?yanlisim varsa bir zahmet düzeltiverde aydinlanayim. saygilar mevlüt yilmaz
Değerli forumdaşlarım! Öncelikle Eyüp bey müdhiş iddialara sahip, fakat şimdiki ve geçmişteki yapı kendisini yalanlamaktadır. Şahsım itibariyle bir partiye üye değilim. Zira elimde nurdur, siyasete yer yok. Fakat haberleri takip ettiğimden dolayı yaşanan vehameti ve cerbezeyi hayretlerle seyretmekteyim. Chp, Mhp, Bdp bile Eyüp bey kadar muhalefet yapamıyor, iddialı konuşamıyor, sadece hayırda hayır var, hayır da hayır diyor. Eğer kendisi ilk iki siyasi partiden birisine üye olsa idi genel başkan olmasa da yardımcılığı ve danışmanlığı verirlerd, kanaatindeyim. Yanlış mıyım? Siz tashih ediniz. Fakat davasına sadakati için tebrik ediyorum. Tabi burada yazdıkları, tamamen kullanığı gözlükten yani nazardan kaynaklanıyor. Ayrıca iktidar partisine üye olan arkadaşlar veya destekçisi olan arkadaşlar, mutlaka neye evet dediğine bakmalı ve en az Eyüp bey kadar davasına sadık olmalı. Bir de ergenekonu yargılayan yargıdır, hükümetin vazifesi kolluktur. Anayasa Mahkemesinin tashihinden geçen maddeler oylanacaktır. Eyüp beyin dediği gibi olsaydı, Anayasa Mahkemesi tashih değil, iptal ederdi. Demek ki Eyüp beye göre, Anayasa Mahkemesi hayırcılar cephesi kadar düşünemiyor ve millete ve cumhuriyete ihanet ediyor. Öyleyse bu Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirmemek ve üye sayısını 11'den 17'e çıkarmak elzemdir. Düşünenlerin fikrine sağlık demek lazım herhalde. Ayrıca, Anayasada ne değişiyor karşılatırmalı olarak siteye ekliyorum ki Eyüp bey bize oradan göstersin göremediğimiz ihaneti.
Ayrıca şunu da unutmamak lazım, hak üstündür, başkaların hatırına feda edilmez. Millet de bunu 12 Eylül'de gösterecektir.
Ya millet, ergenekon gibi çetelerden kurtulacak; ya da tam özgürlüğe yelken açacaktır.
Diğer noktaları, eğer varsa Akpartili arkadaşlara havale ediyorum. Yoksa Eyüp bey cevabını Akpartiden istesin.