TÜRKİYE ÜZERİNE OYNANAN UYUNLAR

Türkiyenin üzerine oynanan oyunlar
2. dünya savaşından sonra başlanmıştır .
Atatürk'ün ölümünün ardından Başından sonuna Atatürkçü anlayışı, "Batıcılık" hatta "NATO'culuk" gibi gösterme çabaları ortaya çıktı.
Türkiye'nin 1954'te Kore'ye asker göndererek dahil olduğu NATO süreci Batının, çıkarları uğruna, Türk askerinin kanını akıtmaya dayanan ortaklık aldatmacasına dönüştü. Ülkemizin güvenliğini ABD'ye ve NATO'ya emanet eden bizim adımıza karar veren siyasiler bu güngü vahim süreci başlattılar
NATO ve ABD ile den en büyük zarar gören Türk ordusu olmuştur. Türkiye bugün modern savaş teçhizatında kendisini tehdit eden devletlere bağımlıdır. Türkiye güvenlik ihtiyacının çok azını kendi içinde karşılayabilmektedir. hatırlayın arkadaşlar 74 de kıbrısa yaptığımız haklı müdaheleden sonra bize konan silah ve diğer engellemeleri.Hani müttefiktik ne oldu da bu halae geldik ve hala biz bu sömürgecileri dost diye konuşabiliyoruz

Ulusal güvenliğimizin NATO ya teslim edilmesi, Türkiye'nin kuşatılarak yeni bir Sevr'le tehdit edildiği bir sürece girmesi ile sonuçlanmıştır.bu da büyük kürdistan oyunun bir parçasısıdır. Neden küristan oyunu diyoruz buna .Çünki arkadaşlar Kaynakları biten sömürge devletleri için Türkiyenin güney doğusununda içinde bulunduğu alan yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından çok zengindir.Bu kaynakların hakimiyeti ve kontrolü bu Emperyalist devletlerin kontrolü ve işletimi altında olmalıdır.Türkiyenin kaynakları çok zengin olmasına rağmen yaptığımız anlaşmalar gereği dış borcumuzda her geçen gün arttığından bu devletlerin emrettiği şekilde var olmak durumundayız. Ne acıdır ki Bu Cumhuriyet büyük bir kurtuluş mücadelesinden çıktıktan sonra hızla kalkınmış kendi kendine yeten bir güçlü devletten Atatürk'ün ölümü ile birlikte her geçen gün dibe vurmakta bağımsızlığını kaybetmektedir.Buna karşı çıkan gerçek vatansever ler ve idareciler bu gün hayatta değildir.Cumhuriyetle birlikte sahip olduğumuz bir ülke için omassa olmaz olan sanayi ve devlet kurumları son 7 yılda yabancılara Sözde özelleştirme adı altında hibe edilmiştir bu kuruluşlar bir ülkenin namusudur ve bu namus kavramı yok edilmiş halk olarak bizlerde bu yok edilişe sessiz kalmışızıdır.Sesi çıkanlarda bu gün susturulmuş hapsedilmiştir.Bir Örnek Türk telekom yok pahasına ... mlum firmaya verilmiş tir.oysaki bu bedel Türk telekomun sadece Özel iletişim vergisinden devlete bir yılda kalan bedeldir ve çok acıdırki bunu devlet büyüklerimiz halka çok farklı anlatmışlardır

Natoya ve bu gün Birleşmiş milletler güvenlik konseyi daimi üyesi olmamıza rağmen ,son Nato konferansına gitmeden önce Devletin en tepesindekiler Şu açıklamada bulundular haklı olarak Danimarka başkanının Nato genel sekreteri olmasına karşıyız ve veto edeceyiz fakat aynı adamı bir gün sonra Amerika başkanı garantörlüğünde kabul ettik deyip ülke büyüklüğünü ayaklar altına almışlardır.Ne demek garantörlük Bu ülke büyük Ülke değilmidir.? Ülkemizin herhangi bir ülkenin garantörlüğüne ihtiyacı varmıdır? yoktur dostlar yoktur ama gel görkü bu siyasiler bu ülkenin onurunu ve büyüklüğünü ayaklar altına almıştır. ve basın ve medya yolu ile hala halkı kandırabiliyorlardır.Kendileri halkla yüzleşmek yerine halkı kandırmak ve siznirmek gayretleri içindedirler.Birileri bastırmış ve Türkiye ülke olarak aldığı kararı u dönüşü yaparak yok saymıştır.

Kimdir Bu Danimarka başkanı?

Bizi bölme yıpratmak için var ettikleri PKK ya en büyük desteyi vermişlerdir.Ve Yüce dinimiz islama basın yolu hakaret ve küfürler edilmesine basın özgürlüğü diye sessiz kalmışlardır Oysaki Diğer avrupa ülkelerinde Dinlere yapılacak saygısız yazılara kanunları gereği müdahale edemiyorlarken Danimarka kanunlarında Tüm dinlere yapılacak hakaretler kesinlikle yasaktır ve ağır cezaları vardır buna rağmen bu adam sessiz kalmış müdahele etmemiştir.
Kuzey Irak'ta Türk askerlerinin başına dostumuz tarafından çuval geçirilerek esir alınması ülke namusunua sürülen kara bir lekedir.Ve bundan daha vahim olan ise Türk hükümetinin anlayış göstermesidir.Emperyalist devletlerin desteklediği bölücü terör ulusal birliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü tehdit etmektedir. Türkiye topraklarında konuşlanmış NATO ülke bütünlüğü için tehdit oluşturmaktadır.2004 Yılında Amerika askerlerinin Irak için Türkiye topraklarında kalmalarına izin vermeyen İkdidar partisi ne ait 90 vekil 2007 seçimlerinde vekil adayı yapılmayarak ulusal birliğe en ağır darbelerden biri vurulmuştur.

Hedefler bellidir: Irak, İran ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın en kritik bölgesindeki ülkelerin bölünerek arka bahçe haline getirilmeleri. Aynen, Gül'ün 8 Mart 1995'te TBMM kürsüsünden haykırdığı gibi...

ABD, İngiltere ve İsrail'in yürüttüğü BOP'a, AB de destek vermek zorunda. ABD-AB ortaklığı olmadan Batı kapitalizmi, düzenini sürdüremez.

Mart 2003'ten beri Irak'ta yüzyılın en büyük katliamı sürdürülüyor. Irak'ı parçalayınca diğerlerine başlamak istiyorlar.

- Türkiye içerden bölünüyor, Irak'taki gibi top sesleri duyulmuyor...

- Türkiye'de karanlığın, sessizliğin, baskının, yıldırmanın korkusu yaşatılmak isteniyor.

- Devlet kurumları karşı karşıya getirilmiş.


Karşımızdaki düşman kim? Bizi bölüp birbirimize düşürenler ortada, sokaktaki insan görüyor ama "devlet bunları göremiyor".

- ABD, AB, İsrail Kürdistan'ı kuruyor, bizi bölmek için. Bunu görmezlikten geliyoruz. "PKK ile oyun oynatılıyoruz, sıkıştırılıyoruz." PKK bir araç, kullananlar arkada. Yetki verdiğimiz siyasi ikdidarlar bilerek bu ülkenin parçalanmasına sessiz kalıyorlardır.Sömürge devletleri SEvr'den bu güne her zaman bu ülkeyi bölme hayali ile yaşamışlardır Çünkü onlar için güçlü bir Türkiye Kaynakları biten Sömürgecilerin dünya üzerinde hakim olmalarına engeldir.
(((Çeşitli kaynaklardan alıntı yapılarak oluşturulmuştur)))
saygılarımla
Eyüp Öztürk

NOT.Biz Ülke ve toplumun büyük kesimi olarak siyaset ve memleket meseleleri ile ilgili okuma ve görsel izleme yerine sadece magazinsel proğramlar izleme buna mukabil kitaplar dergiler gazeteler okuyoruz yorumlarımızda daima bu konularda daha fazla olmuştur sakın yanlış anlaşılmasın ama kadınlar neden bilgisayara benzer adlı yazıda okunma ve yorum sayılarına baktığımızda Türkiye gerçeği ortaya çıkmaktadır.Tabiki okuyacağız yorumlayacağız ama aynı dikkat ve yorumlamayı asıl olan bu ülke içinde kullanacağız arkadaşlar..Tekrar ediyorum eleştiri yapmıyorum sadece yazana ve yorumlayana sadece ve sadece aynı hassasiyeti her konuda da gösterelim istiyorum ve bu yazıyı yazan arkadaşımı ve yorumlayanları eleştirmediğimi sadece konu gereği örnek verdiğimi şayet yanlış anlama varsa bundan derin üzüntü duyacağımı bilmenizi istiyorum ve ÖZÜR DİLİYORUM

Ömer kardeşimin memleket idaresinde söz alanlar adlı derleme yazıma getirdiği yorumda sormuş olduğu soru bu yazımda ve bu not bölümünde açıkça izah edilmektedir yani biz her konuda okuma ve yorumlama yeteneğini kazanmadığımız müddetçe bu ülkenin gelecekte çok daha zor ve vahim durumlara düşeceği kesindir.