Hayırcıların endişesi muhtelif. 1. Kısım: Statükocular, sivil iradeye karşı çıkanlar. 2. Kısım: İslamî bir yönetim şeklinin geleceğinden korkanlar.Fazıl say bile endişesini dile getirmişti. 3. Kısım: Arkadan gidenler
Evetçilerin gerekçeleri 1. Kısım: Sivil iradenin önü açılacak 2. Kısım: Darbeciler hesap versin. 3. Kısım: Sivil anayasanın önü açıılacak.
Eski milli futbolcu Avrupa gol kralı Tanju Çolak referandum oyunu açıkladı Tanju Çolak, referandumda neden 'evet' oyu vereceğinin gerekçelerini anlattı.
Referandumda 'evet' oyu vereceğini açıklayan eski milli futbolcu Tanju Çolak gerekçelerini açıkladı.
HAKAN'IN İHTİYACI YOK AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç'ın Gazi Devlet Hastanesi'ni ziyaretine eşlik eden Tanju Çolak da ortaya atılan iddialara tepki göstererek, "Hakan Şükür'ün ihtiyacı yok ki. Onu hem NTV, hem CNN alır, almayacak televizyon kanalı yok. Kaldı ki Hakan Şükür'ün geçmişi başarılarla dolu.
DARBE ANAYASASINA "HAYIR" Ben neden 'evet' kampanyasındayım. 12 Eylül darbe anayasasına 'hayır' diyorum. O yüzden çok destekliyorum. 8 yıllık icraatlarına bakıyorum. Hakikaten Türkiye için çok güzel şeyler yapmışlar. Sempati duyuyorum, destek vermekten de gurur duyuyorum. Ben bunu kendi öz irademle yapıyorum. Öz iradesini ortaya koyanlara bir şeyler söylemenin anlamı yok ki" dedi.
Bakan Kavaf, CHP'nin 'hayır' demesinin nedenini fıkrayla anlatan Kavaf, "Temel ile Dursun ikisi de birbirlerine düşman, ikisi de suç işlemişler. İkisi de idam cezasına çarptırılmış. Dursun'a, 'son isteğin nedir' diye soruyorlar. Dursun, annesini görmek istediğini söylüyor. Daha sonra Temel'e soruyorlar. Temel biraz düşündükten sonra, 'Dursun annesini görmesin' diyor. Muhalefetin 'hayır' gerekçesinin altında, ancak böyle bir neden olabilir.'' dedi.
Soylu: Son 50 yılın en önemli olayı Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkanı Süleyman Soylu, 12 Eylül'de yapılacak referandumun son 50 yılın en önemli olayı olduğunu söyledi.
Referandumdaki 'evet' kararı nedeniyle partisinden ihraç edilen Soylu, Çorum Sivil Toplum Kuruluşları Evet Platformu'nun davetlisi olarak Çorum'a geldi.
Kentteki sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile bir araya gelen Soylu, 12 Eylül'deki referandumda neden 'evet' diyeceğini anlattı. Türkiye'de yıllardır birilerinin, iç huzuru, birliği ve beraberliği savunan insanları ötekileştirmeye çalıştığını kaydeden Soylu, bu kişilerin ihtilaller ve darbelerle yaparak birlik beraberliği zayıflatma gayretinde olduklarını vurguladı.
Türkiye'de insanların yıllardır oy vererek iktidara getirdikleri partilerin muktedir olmadıklarının altını çizen Soylu, "Bunun en büyük nedeni TBMM'nin üzerinde biçimlendirilmiş ve tanımlandırılmış hükümetlerin olmasıdır. Biz bu topraklarda onurlu bir ülkenin vatandaşı olarak yaşamak istiyoruz." diye konuştu.
12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak olan anayasa değişikliğini son 50 yılın en önemli olayı olarak gördüğünü ifade eden Süleyman Soylu, "Hatırlayın 28 Şubat sürecinde ne dediler. 'Bu süreç bin yıl devam edecek.' Ancak bu bin yılı belirleme yetkisi şimdi halka geçmiştir. Bu milleti fişleyen anlayış 12 Eylül akşamı sona erecektir." şeklinde konuştu.
1982 Anayasası'nın vesayetçi yapısından şikayet eden ve bu anayasayla hiçbir yere varılamayacağına işaret eden Soylu, "Anayasada Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, milletvekillerinin ve halkın nasıl yargılanacağı var ama Genelkurmay Başkanı'nın suç işlediğinde nasıl yargılanacağının, nasıl yargılanmayacağının belli olmadığı bir anlayış var. İmtiyazlı bir cumhuriyet var. Bu ülkede hakimler, savcılar sadece omuzlarında üç dört tane yıldız var diye birilerini kışlalarından mahkemelere getirmekte sıkıntı çekecekler. Saldıray Berk ile benim aramda bir fark varsa bu ülke imtiyazlı bir Cumhuriyet'in olduğu bir ülkedir. İmtiyazların olduğu bir anayasa ile hiçbir yere varılamaz." dedi.
"ONLARLA AYNI SAFTA YER ALMAM"
Türk Telekom'un 1995 yılında 40 milyar dolara özelleştirileceğini hatırlatan Soylu, şunları söyledi: "O gün Türkiye'nin iç borç stoku toplam olarak 20 milyar dolardı. 40 milyar dolara satılacak, bunun 20 milyar doları ile Türkiye'nin iç borcu tamamen tasfiye edilecekti. Bugün hala hayır kampanyasını benim partimle açan Mümtaz Soysal ve arkadaşları o yıllarda, Anayasa Mahkemesi'ne müracaat ettiler ve Türk Telekom satışını iptal ettirdiler. O 20 milyar dolar nedeniyle, 2009 yılı sonuna kadar 213,5 milyar dolar iç borcumuza faiz ödedik. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bir karar ve Mümtaz Soysal'ın aldığı bir karar Türkiye'ye milyar dolarlarca zararı olmuştur. Şimdi bana soruyorlar, 'Süleyman Soylu, sen niçin dolaşıyorsun, senin partin hayır diyor' diyorlar. Allah şahittir, bu ülkenin başına bu sıkıntıyı açan Mümtaz Soysal ile aynı safta olmam ben. 367'yi Türkiye'nin başına getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nin iradesini pespaye etmeye çalışan Sabih Kanadoğlu ile aynı çizgide olmam ben. Danıştay saldırısında yalan beyanda bulunan Tansel Çölaşan ile aynı çizgide olmam ben. Bir tek kişi kalsam da bu doğruya inanıyorum. Bu insanların bu ülkeyi bir paralel devlet mantığıyla idare etmesini istemiyorum. Köydeki çobanına, bu ülkenin işçisine, çiftçisine, memuruna, helal süt emmiş insanına güveniyorum ve onların idare etmesini istiyorum."
Soylu, 1961 ve 1980 anayasalarının vesayetçi sistemini istemeyenlerin 12 Eylül akşamı gerçek iktidar olacağını dile getirerek, "Milletimiz daima iyi adamların kim olduğunu iyi bilmiş ve o ferasetle hareket etmiştir." açıklamalarında bulundu.
Anayasa'nın geçici 15. maddesi 12 Eylül darbecilerini koruma altına alıyordu. Paket referandumdan geçerse 12 Eylül darbesini gerçekleştiren Kenan Evren ve arkadaşları ile Danışma Meclisi üyelerinin yargılanamaz ve hesap sorulamazlığına son verilecek. Darbecilerin yargılanmasıyla ilgili yasal düzenlemeler gündeme gelecek. Tartışma konusu olan zamanaşımında farklı görüşler savunuluyor. Kimi hukukçular insanlık suçu gördükleri darbeler için zamanaşımı olmayacağı görüşünde. Ancak bazı hukukçulara göre de yargılamayı imkansız kılan sebepler zamanaşımını durdurur, engeller kalktığında zamanaşımı tekrar işlemeye başlar. Yani 12 Eylül darbecileri yargılanabilir.
Denizli Belediye Meclisi'nin MHP'li üç üyesi daha referandumda "evet" oyu kullanacaklarını açıklayarak partilerinden istifa etti.
Babadağ ilçesi belediye meclis üyeleri Zeki Yalınkaya, Ercan Çoban ve Cengiz Güven, hem partilerinin referandumda "hayır" cephesinde yer almasından hem de MHP'li Belediye Başkanı Ahmet Yümsek'in icraatlarını tasvip etmedikleri için istifa ettiklerini belirtti.
Babadağ Belediye Meclisi Üyesi Yalınkaya, 12 Eylül 1982'de darbeciler tarafından hazırlanan mevcut Anayasa'nın günümüz Türkiyesi'nin ihtiyaçlarına cevap vermediği ve değişmesi gerektiğinin, bütün partiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından kabul edilmiş bir gerçek olduğunu söyledi. Ülke demokrasisinin kalitesini yükseltecek, bireysel hak ve özgürlükleri genişleten anayasa değişikliği paketinin oylamasında partileri MHP ile aynı görüşte olmadıklarını ifade eden Yalınkaya, "Değişikliğe sunulan önerilerin eksiklikleri de olsa, demokrasi yolunda önemli bir adım olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple referandumda oyum 'evet' olacaktır. Ayrıca sayın belediye başkanımızla belediye hizmetlerinin yürütülmesinde derin fikir ayrılığı sebebiyle partimizden istifa ediyorum." dedi.
Çoban'da referandumda "evet" diyeceklerin yanında olduğunu açıkladı. Anayasa değişikliği sürecini basından takip eden biri olduğunu belirten Çoban, "Ülkemizin, kendimin ve çocuklarımın geleceği açısından, Avrupa'da beş yıl demokratik bir ülkede yaşadığımdan dolayı partimin görüşlerine bu konuda katılmıyorum." şeklinde konuştu. 17-18 yaşlarında itibaren yurt dışında ülkücü olarak yetiştiğini dile getiren Ercan Çoban, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel af çağrısının, bardağı taşıran son damla olduğunu söyledi. MHP gibi milliyetçi bir partinin BDP ve CHP saflarında yer almasının tabandaki vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılandığını vurgulayan Çoban, şunları kaydetti: "Partiden istifa etmeyi düşünmüyordum ama o olayı da (genel af) duyduktan sonra 40 bin kişiyi şehit edenlerin affının olacağı yerde benim olmam mümkün değildi. O blokta partimin yer almasını istemiyorum. Bu, yerelde de sıkıntı yarattı. 'Bu ne biçim iş böyle? BDP ve CHP'nin bulunduğu bir yerde MHP nasıl yer alır?' diye tepki alıyoruz vatandaşlardan. Seçimden beri başkanımızla da hizmetler konusunda sıkıntılar vardı."
Cengiz Güven'de arkadaşları Yalınkaya ve Çoban'la aynı görüşte olduğunu, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Selma Erkan ise daha önce de "evet" oyu vereceğini açıklamıştı. Cihan
1- KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK... MADDE 10 "Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." "Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz." 2- ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ... MADDE 20 Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir. 3- YERLEŞME VE SEYAHAT... MADDE 23 Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir. 4- AİLENİN KORUNMASI VE ÇOCUK HAKLARI... MADDE 41 Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır. 5- SENDİKA KURMA HAKKI... MADDE 51 Birden fazla sendikaya üye olma hakkı sağlanacak. 6- TOPLU SÖZLEŞME HAKKI... MADDE 53 Memur ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı sağlanacak. 7- GREV HAKKI VE LOKAVT... MADDE 54 Grev hakkının önündeki engeller kalkacak. 8- DİLEKÇE HAKKI... MADDE 74 İdarenin her türlü iş ve eyleminden dolayı haksızlığa uğrayan vatandaşların başvurabileceği Kamu Denetçiliği Kurumu hayata geçecek. 9- MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞMESİ... MADDE 84 Kapatılan partinin sebep olan vekilinin vekilliği düşemyecek. 10- BAŞKANLIK DİVANI... MADDE 94 TBMM Başkanlık Divanı'nın görev süresi düzenlenecek. 11- YARGI YOLU... MADDE 125 Yüksek Askeri Şura kararlarına yargı yolu açılacak. 12- KAMU HİZMETİ GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ HÜKÜMLER... MADDE 128 Memurlara toplu sözleşme hakkı verilecek. 13- GÖREV VE SORUMLULUKLAR, DİSİPLİN KOVUŞTURULMASINDA GÜVENCE... MADDE 129 Memurlara verilen disiplin cezalarına yargı yolu açılacak. 14- HAKİM VE SAVCILARIN DENETİMİ... MADDE 144 Adalet hizmetlerinin denetimi düzenlenecek. 15- ASKERİ YARGI... MADDE 145 Siviller artık askeri mahkemelerde yargılanmayacak. 16- ANAYASA MAHKEMİS KURULUŞU... MADDE 146 Anayasa mahkemesinin yapısı epey değişiyor. 17- ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELİĞİNİN SONA ERMESİ... MADDE 147 Ölene kada üyeliğin önü kesiliyor. 18- ANAYASA MAHKEMESİ GÖREV YETKİLERİ... MADDE 148 Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı tanınacak. 19- ANAYASA MAHKEMESİ ÇALIŞMA VE YARGILAMA USULÜ... MADDE 149 Mahkemenin çalışma usulleri yeniden belirlendi. 20- ASKERİ YARGITAY... MADDE 156 Askerî Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir. 21- ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ... MADDE 157 Askeri mahkemelerde de mahkemelerin bağımsızlığı ve hakim teminatı sağlanacak. 22- HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU... MADDE 159 HSYK ne olduğu belli olmayan bir kurum olmaktan çıkacak. 23- EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY... MADDE 166 Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında hükümete istişarî nitelikte görüş bildirmek amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konseyin kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir. 24- GEÇİCİ 15. MADDE... 12 Eylül darbecilerine yargı yolu açılacak. 25- GEÇİCİ 18. MADDE.... Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Anayasa Mahkemesinin mevcut yedek üyeleri asıl üye sıfatını kazanır. Anayasa mahkemesine üye seçimiyle ilgili. 26- GEÇİCİ 19. MADDE... Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde aşağıda belirtilen esas ve usuller dahilinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri seçilir... HSYK üyeliği seçimini düzenliyor...
Adalet Bakanı ve Müsteşarı yine kurulda olacak. Bakan, HSYK'nın atama, yetki, terfi, disiplin gibi önemli kararlarının alındığı toplantıya katılmayacak ve oy kullanamayacak. Müsteşarın katılmadığı toplantılarda HSYK Genel Kurulu toplanabilecek. Dairelerin ve genel kurulun görev ve yetkileri kanunla belirlenecek. Hakim ve savcıların denetimi ve soruşturmalarını yapacak olan müfettişler, kurul müfettişleri ve adalet müfettişleri olarak ikiye ayrılıyor. Kurul müfettişleri HSYK'ya, diğerleri bakanlığa bağlı çalışacak.
Yüksek Askeri Şura kararlarında olduğu gibi HSYK'nın meslekten çıkarma kararları da yargı denetimi dışındaydı. Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya örneğinde olduğu gibi HSYK'nın meslekten attığı yargı mensuplarının hak arama yolu kapalıydı. Değişiklik paketi ile HSYK'nın meslekten çıkarma kararlarına karşı yargı yolu açılıyor. Ayrıca HSYK'nın fizikî ve malî çehresi de değişecek. HSYK, müstakil bir bina ve sekreterya ile bütçeye kavuşacak.
Siyasi parti kapatma davaları, 367 kararı, başörtüsüne özgürlük tanıyan düzenlemeleri iptal ederek demokrasiye zarar veren Anayasa Mahkemesi'nin yapısı köklü bir şekilde değişecek. Anayasa'nın 146. maddesinde yapılan düzenleme ile 'Yüce Mahkeme'nin üye sayısı 11'den 17'ye çıkacak. Üyelerinin 3'ünü TBMM, 14'ünü ise cumhurbaşkanı seçecek. Yeni yapıyla Mahkeme'nin antidemokratik uygulamaları ortadan kalkacak. Yüksek Mahkeme, 2 bölüm ve Genel Kurul olarak çalışacak. Anayasa Mahkemesi üyeleri, gizli oyla bir başkan ve iki başkan vekili seçecek. Süresi bitenler yeniden seçilebilecek. Yeni yapısıyla Anayasa Mahkemesi'nin antidemokratik kararlara imza atması zorlaşacak.
Referandumda oylanacak anayasa değişikliği paketinde yer alan bir madde ile Türkiye tarihinde ilk kez fişlemeye karşı önemli bir adım atılmış olacak.
Türk halkı yıllar boyu birtakım çevre ya da kurumlarca fişlendi. Dini, eşinin başörtülü olup olmayışı, okulu, eğilimleri, üye olduğu kuruluşlar, okuduğu kitaplar hatta alışveriş alışkanlıkları dahi kayıtlara geçirildi.
Bunlara bağlı olarak sınıflara tabii tutuldu. Bunlar bazen devletin kurumları tarafından, bazen çeşitli örgütler tarafından yasa dışı olarak yapıldı. Ve tüm bunlar yasada boşluk yaratan bazı maddelere dayandırıldı. Üstelik bu bilgilerin birçoğu bizim rızamız dışında üçüncü kişilere satıldı.
12 Eylül'de oylanacak olan referandumun maddelerinden biri olan "Kişisel verilerin gizliliği" maddesi ile Türkiye tarihinde ilk kez fişlemeye karşı bir adım atılacak. Irki, felsefi, cinsel verileri gibi maddeler kişilerin rızası olsa dahi kaydedilemeyecek. Böylece özgürlükler konusunda bir adım daha atılacak. Yeni düzenlemeyle kişisel veriler ancak kanunlarla öngörülen hallerde veya kişilerin açık rızası ile işlenebilecek ve fişlenme tarihe karışacak.
Yüksek Askeri Şura kararlarıyla ordudan ihraç edilen askeri personele, yargıya başvurma, hak arama hürriyeti ve savunma hakkı verilecek. TSK'dan irticai faaliyette bulunmak gerekçesiyle atılanlara yargı yolu açılmış olacak.
Darbecileri koruma altına alan yürürlükteki '82 Anayasası'nın geçici 15. maddesi kaldırılacak. Yeni düzenlemelerle 12 Eylül darbecilerine yargı yolu açılacak. Darbe planı dahil askerlik mesleği dışında işlerle uğraşan subaylar sivil mahkemelerde yargılanacak.
Paketin 1. maddesinde yapılan değişiklikle kadınlar, çocuklar, özürlüler, şehit ve gazi yakınları ile ilgili alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacak. Örneğin bir işveren istihdam konusunda kadınlara belli bir kontenjan ayırdığında, bu şikayet konusu olamayacak. Kadınların toplumsal hayat pratiğinde karşılaştıkları engeller ortadan kalkacak. 12 Eylül Anayasası'nda görmezden gelinen çocuklar yeni anayasaya giriyor. Çocukların şiddete ve her türlü istismara karşı korunmasına devlet güvencesi geliyor.