geçmiş zamanlarda vietnam - amerika savaşının bitmesiyle geri dönmeye başlayan askerlerden biri araca binmeden evvel içinden bi ses ailesini aramasını söyler;
telefon kulübesinin yanına gider bi arkadaşıyla.
telefon numaralarına elleri titreyerek ve istemeyerek gider.
telefon calar.
annesi acar telefonu.
asker: annecim benim oğlun, dönüyoruz bugün der.
annesi sevinç gözyaşlarıyla beraber haykırarak oğlumuz geliyor oğlumuz geliyor diyerek kocasını cağırır yanına.
asker: annecim bi problem var ama der!
annesi: nedir canım oğlum?
asker: benim bi arkadaşım var.aynı birlikteydik.yan yana yatardık.beraber yemek yerdik.beraber çatışmalara girdik...
annesi: evet oğlum ne olmuş ona?
asker: anne bu arkadaş mayına bastığı için bir kolu ve bir ayağı koptu.göz ve kulaklarından birini kaybetti.kimsesi yok.onunda benimle gelmesini ve bizde kalmasını istiyorum.herşeyiyle ben ilgilenicem.
annesi: oğlum arkadaşına cok üzüldüm.ama bizim yanımızda yaşayamaz arkadaşın.sen bakamazsın çünkü çok zordur bakımı.her zaman yanında olman gerekir.uğraşamazsın.
asker: ama anne kimsesi yok bizden başka.gidecek bi yeri yok.burada bırakamam ki onu.bize gelmesini istiyorum.
annesi: oğlum onun için artık yapılacak pek bişi kalmamış.senin de hayatını zehir eder. sen onu bırak gel der.
o sırada olayları dinleyen babası telefonu alır. biraz sert ve sinirli sesle: oğlum arkadaşını sen orada bırak ve gel evine. hayat ona yaşaması için bir yol gösterecektir der.
asker yanında duran arkadaşının gözlerine ıslak ve puslu gözlerle bakarak yavaşça telefonu kapatır.
ertesi gün evin telefonu çalar ve askerin babası telefonu acar.
arayan askeriyeden bir albaydır.oğullarının bi binanın tepesinden düştüğünü ve hayatını kaybettiğini söyler. başsağlığı ileterek cesedi teşhis etmeleri icin askeri hastaneye gelmelerini ister.
evde kıyametler kopar.anne ve baba sinir krizleri gecirirler.kendilerini hemen hastaneye atarlar.
doktor teşhis için babayı morg a götürür.
cesedi acar ve oğlunu gösterir.
oğlunu gören baba yıkılmıştır.
baba: fakat der neden bi ayağı, bi kolu , bi gözü ve bi kulağı var?
doktor: bilmiyormuydunuz. oğlunuz vietnamda dönmeye 3 gün kala mayına bastı ve bu duruma geldi der.
Cok güzel hüzünlü ayni zamandada düsündürücü bir hikaye eklemissin okuyunca cok duygulandim ellerine saglik. Eyüp bey bizim sehitlerimizi Askerlerimizi unutmak imkansiz bizler bugün varsak yasiyorsak rahat uyku uyuyorsak onlarin sayesinde bu eklediginiz yaziyi okuyup aglamayan yoktur hehalde okuyunca icim sizladi sehitlerimze Allah rahmet eylesin mekanlari cennet olsun insallah.
Babanızın ataları eski adı ile o topraklara Konya-Karaman dan gittiler sizin temeliniz en baba türkten daha sağlam Türksünüz ve Özünüzle yani geçmişinizle,bu gününüzle ve geleceğinizle övünebilirsiniz.Ne mutlu sizlere ki Uzakta gurbet elde yaşıyor olmanıza rağmen Sağlamsınız ve Ulusal değerlere bağlısınız....
saolun eyüp bey babam makedondur hemde osmanli türklerinden ama kendisi 3ümüzünde türk pasaportu almamizi istedi ve bizleri tam bir türkiye hayrani olarak büyüttü allah nasip ederse ileride kendiside türkiyede yasamak istiyo türkiye sevgisi icimizde bambaska
cok hakklisiniz ilk satirlarinizda fakat bu yazi eger türk askeri icin yazilmis olsaydi onuda paylasirdim emin olun fakat illa amerikan askeri oldugu icin diil anlamli ve ders cikarilmasi gereken bi yazi oldugu icin ekledim ve orjinal haliyle eklemek istedim sonucda alinti bi yazi bizim mehmetciklerimize askerlerimize sehitlerimize can kurban onlar sayesinde rahat uyuyo ve güverndeyiz elbette sizin ekledikleriniz icinde tüm kalbimle tsk ediyorum
Değerli arkadaşlar burada her şeyi konuşuyoruzda neden Vatan toprakları üzerinde savaşmadan şehit olan Benim askerimi konuşmuyoruz yada konuşamıyoruz NEDEN?
Milletimin göz yaşları bitmiyor...
Her düşen şehidimin ruhu gök kubbeye yükselirken,anısı, hikayesi yürekleri dağlıyor.
İşte o hikayelerden biri
GÜMÜŞHANE'NİN Merkez'e bağlı Kırıklı Köyü kırsalında PKK'lı teröristlerin açtığı taciz ateşinde şehit düşen 22 yaşındaki jandarma komando er Bahri Aslan'ın yürekleri dağlayan mektubu şöyle başlıyordu:
"Olur ya bir çatışmada şehit olursam arkamdan sakın yas tutma.
Bırak mezarımda rahat yatayım.
Bedenimden komando elbisemi çıkartmayın, onlar benim gururumdur.
Ölünce kefenim olacak.
Başımdan mavi beremi çıkartmayın, benim şerefim olacak.
Ayağımdan botlarımı çıkartmayın, onlar nice yollar aşacak,
Şehit olursam, sırat köprüsünden onlarla geçeceğim.
Elimden tüfeğimi almayın, o benim namusumdur.
Yaramın kanını silmeyin, ahirette hesabı sorulacak. demiş şehit olmadan sadece 5 gün önce sonramı haince ve kahpece toprağa döşenen bombanın patlaması sonucu karnında 9 ay taşıdığı koklamaya kıyamadığı gözünden sakındığı oğlunu gururla askere gönderen annenin,gözü yaşlı olarak dönüşünde sadece cansız bedenine sarılabilmiştir. Değerli arkadaşlar! Bizler daima askerimizle gurur duyduk Fakat siyasetcimizle asla.... Siyasetten yada gçnül verdiği siyasetcilerinin eleştirilmelerinden rahatsızlık duyan benim vatandaşım..Burası yan gelip yatma yeri değildir derken ...Kendi oğlunun askerlik yapmaması için rapor alan..Ve yurtdışına gönderenleri..Son 10 günde şehit olan askerlerimizin anaları,babaları feryat ederken neden sessiz kaldılar..Türkiye cumhuriyetinin Korucusu ve teminatı benim askerimle gurur duyan vatandaşım, gönül verdiği siyasetcisinden neden utanç duymaz?...Vicdanları hiçmi sızlamaz..Kendine hiçmi sormaz bu gencecik fidanlar ne için şehit oldu..?
Düşen her damla kanınız için, annelerin, babaların gözlerinden akan her damla yaş, tüm ulusun gözlerinden akan yaşlara karışarak sel olmaktadır.Ancak memleket idaresinde bulununlar gaflet,delalet içindedirler.Unutulmamalıdırki Vatana ihanet edenler,edenlerin yanında olanlar er yada geç bu selin içinde boğulmaya mahkum olacaklardır.bunların üzülmeye gözyaşı dökmeye hakkı yoktur.Şehit olan her asker toprakta değil vatanseverlerin kalbinde minnetle yatmaktadır..
Mehmet akif derki!!
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.