Referanduma giderken herkes bir şeyler söylüyor ancak kimse neyi oylayacağımızı söylemiyor. 82 Anayasasında yapılan değişiklikleri kendiniz okuyun ve 'Evet' mi, 'Hayır' mı diyeceğinize karar verin?
Anayasa değişiklik paketinin halk oyuna sunulması süreciyle birlikte 'Hayırcılar', 'Evetçiler' referandum için canını dişine taktı, kamu oyunu etkilemeye çalışıyor. Ancak bu çalışmalar değişikliğin içeriğini anlatmaktan çok seçim havasında geçiyor.
12 Eylül'de neyi oylayacağız? Siyasi parti liderlerinin atışması halinde geçen referandum mitinglerinden, olayı 'senin değişikliğine oy vermem', 'Bizim değişiklik iyidir, mutlaka evet verilmeli' yaklaşımıyla değerlendiren siyasilerden bir şey anlamadıysanız bir de değişiklikleri kendiniz okuyun.
5982 sayılı yasa olarak kabul edilen Kanun, Anayasa Mahkemesi'ne yapılan itiraz üzerine bazı ibareleri iptal edildi. Aşağıdaki metinde altı çizili ile işaretli yerler, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği kısımlardır.
MADDE 1 - 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasına "Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." cümlesi ve maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz."
MADDE 2 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir."
MADDE 3 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 23 üncü maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir."
MADDE 4 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin kenar başlığı "I. Ailenin korunması ve çocuk hakları" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır."
MADDE 5 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 51 inci maddesinin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 6 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 53 üncü maddesinin kenar başlığı "A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı" olarak değiştirilmiş, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler.
Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.
Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir."
MADDE 7 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 54 üncü maddesinin üçüncü ve yedinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 8 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74 üncü maddesinin kenar başlığı "VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı" şeklinde değiştirilmiş, maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.
Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.
Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir."
MADDE 9 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84 üncü maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 10 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İlk seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder."
MADDE 11 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci maddesinin ikinci fıkrasına "Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır." şeklindeki cümle eklenmiş ve dördüncü fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz."
MADDE 12 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır."
MADDE 13 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz."
MADDE 14 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 144 üncü maddesi kenar başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"G. Adalet hizmetlerinin denetimi
MADDE 144 - Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir."
MADDE 15 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 145 - Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.
Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz.
Askerî mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.
Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir."
MADDE 16 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 146 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.
Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim Kurulundan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her boş üyelik için, en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.
Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi yıl çalışmış olması şarttır.
Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev alamazlar."
MADDE 17 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 147 nci maddesinin kenar başlığı "2. Üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi" şeklinde, birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Anayasa Mahkemesi üyeleri oniki yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir."
MADDE 18 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 148 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin sonuna "ve bireysel başvuruları karara bağlar" ibaresi, üçüncü fıkrasındaki "Cumhurbaşkanını," sözcüğünden sonra gelmek üzere "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını," ibaresi eklenmiş, beşinci fıkrası "Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir." şeklinde değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar ve üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere "Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar." şeklinde yeni bir fıkra eklenmiştir.
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.
Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir."
MADDE 19 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 149 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 149 - Anayasa Mahkemesi, iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme Başkanının veya Başkanın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az oniki üye ile toplanır. Bölümler ve Genel Kurul, kararlarını salt çoğunlukla alır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi için komisyonlar oluşturulabilir.
Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurulara, iptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır.
Anayasa değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, Genel Kurul ve bölümlerin yargılama usulleri, Başkan, başkanvekilleri ve üyelerin disiplin işleri kanunla; Mahkemenin çalışma esasları, bölüm ve komisyonların oluşumu ve işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak, bireysel başvurularda duruşma yapılmasına karar verilebilir. Mahkeme ayrıca, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler."
MADDE 20 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 156 ncı maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Askerî Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir."
MADDE 21 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 157 nci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir."
MADDE 22 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 159 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 159 - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk, dallarında görev yapan öğretim üyeleri, ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.
Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır.
Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeliği için her hâkim ve savcının; oy kullanacağı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir. Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır.
Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.
Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebilir.
Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.
Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.
Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir."
MADDE 23 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 166 ncı maddesinin kenar başlığı "I. Planlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında hükümete istişarî nitelikte görüş bildirmek amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konseyin kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir."
MADDE 24 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 15 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 25 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 18 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Anayasa Mahkemesinin mevcut yedek üyeleri asıl üye sıfatını kazanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun ve bir üyeyi de baro başkanlarının gösterecekleri üçer aday içinden seçer.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı üye seçimi için aday göstermek amacıyla;
a) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde, Sayıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Sayıştay Genel Kurulunca seçim yapılır. Her Sayıştay üyesinin ancak bir aday için oy kullanabileceği bu seçimde en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.
b) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Türkiye Barolar Birliği Başkanlığının ilanında gösterilen yer ve zamanda baro başkanları tarafından seçim yapılır. Her bir baro başkanının oy kullanabileceği bu seçimde, en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.
c) (a) ve (b) bentleri uyarınca yapılan seçimlerin sonucunda aday gösterilmiş sayılanların isimleri seçimin yapıldığı günü takip eden gün Sayıştay ve Türkiye Barolar Birliği başkanlıklarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bildirilir.
ç) (c) bendi uyarınca yapılan bildirimden itibaren on gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçim yapılır. Her boş üyelik için yapılacak seçimde, ilk oylamada üye tamsayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır; ikinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı, birer üyeyi Yargıtay ve Danıştay kontenjanlarından olan ilk üyeliklerin boşalmasından sonra Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden seçer.
Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteren kurumların halen mevcut üyeleri ile kendi kontenjanlarından seçilmiş yedek üyeler, tamamlama seçiminde göz önünde bulundurulur.
Anayasa Mahkemesinde halen belli görevlere seçilmiş olanların bu sıfatları seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte üye olanlar yaş haddine kadar görevlerine devam ederler.
Bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemeler iki yıl içinde tamamlanır. Uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel başvurular kabul edilir.
GEÇİCİ MADDE 19 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde aşağıda belirtilen esas ve usuller dahilinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri seçilir:
a) Cumhurbaşkanı, hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali olmayan; yükseköğretim kurumlarının hukuk, dallarında en az onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri, ile meslekte fiilen onbeş yılını doldurmuş avukatlar arasından dört üye seçer. Cumhurbaşkanı, üst kademe yöneticileri arasından seçeceği Kurul üyesini, bakanlık, müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, valilik, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, kamu kurum ve kuruluşlarında genel müdürlük veya teftiş kurulu başkanlığı görevlerini yapanlar arasından seçer.
b) Yargıtay Genel Kurulu, Yargıtay üyeleri arasından üç asıl ve üç yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Yargıtay Birinci Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Birinci Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Yargıtay Genel Kurulu seçim yapar. Her Yargıtay üyesinin oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
c) Danıştay Genel Kurulu, Danıştay üyeleri arasından iki asıl ve iki yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Danıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Danıştay Genel Kurulu seçim yapar. Her Danıştay üyesinin oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
ç) Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu, kendi üyeleri arasından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna bir asıl ve bir yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu seçim yapar. Her üyenin oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
d) Yedi asıl ve dört yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş olan adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, adlî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adaylık başvurularını ilân eder. İlân tarihinden itibaren üç gün içinde adaylar Yüksek Seçim Kuruluna başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adayların başvurularını inceler ve aday listesini belirleyerek ilân eder. Takip eden iki gün içinde bu listeye karşı itiraz edilebilir. İtiraz süresinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde itirazlar incelenir, sonuçlandırılır ve kesin aday listesi ilân edilir. Yüksek Seçim Kurulunun kesin aday listesini ilân ettiği tarihten sonraki ikinci Pazar günü her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak seçimlerde, o ilde ve ilçelerinde görev yapan hâkim ve savcılar oy kullanır. İl seçim kurulları o ilde oy kullanacak hâkim ve savcıların sayısına göre sandık kurulları oluşturur. Sandık kurullarının işlem, tedbir ve kararlarına karşı yapılan şikâyet ve itirazlar il seçim kurulunca karara bağlanır. Adaylar propaganda yapamazlar; sadece, Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde özgeçmişlerini bu iş için tahsis edilmiş bir internet sitesinde yayımlayabilirler. Seçimlerde en çok oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. Kullanılacak oy pusulalarıyla ilgili diğer hususlar Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir. Yüksek Seçim Kurulu, oy pusulalarını kendisi bastırabileceği gibi gerektiğinde uygun göreceği il seçim kurulları vasıtasıyla bastırmaya da yetkilidir. Yapılacak seçimlerde, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun bu bende aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
e) Üç asıl ve iki yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından, idarî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bölge idare mahkemelerinin bulunduğu illerde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak bu seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde ve yargı çevresi içerisinde kalan yerlerde görev yapan idarî yargı hâkim ve savcıları oy kullanır. Bu seçimler hakkında da (d) bendi hükümleri uygulanır.
Birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl üyeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki otuzuncu günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yargıtay ve Danıştaydan gelen asıl ve yedek üyelerinin görevleri, seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder. Bunlardan, Yargıtaydan gelen üyelerden görev süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (b) bendi uyarınca seçilenler; Danıştaydan gelen üyelerden görev süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (c) bendi uyarınca seçilenler, sırayla göreve başlarlar.
Birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri uyarınca seçilen üyelerden, üçüncü fıkra uyarınca göreve başlayanların görev süresi, birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen diğer Kurul üyelerinin görev süresinin bittiği tarihte sona erer.
İlgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seçilen asıl üyeler, Yargıtay daire başkanı için ilgili mevzuatında öngörülen tüm malî ve sosyal haklar ile emeklilik hakkından aynen yararlanırlar. Ayrıca, Kurulun Başkanı dışındaki asıl üyelerine, (30000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenir.
İlgili kanunlarda düzenleme yapılıncaya kadar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu;
a) Anayasa hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla, yürürlükteki kanun hükümlerine göre Kurul şeklinde çalışır.
b) İkinci fıkra uyarınca asıl üyelerinin göreve başladığı tarihten itibaren bir hafta içinde Adalet Bakanının başkanlığında toplanır ve bir geçici Başkanvekili seçer.
c) En az onbeş üye ile toplanır ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verir.
ç) Sekreterya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yürütülür.
Kurul müfettişleri ile adalet müfettişleri atanıncaya kadar, mevcut adalet müfettişleri, Kurul müfettişi ve adalet müfettişi sıfatıyla görev yaparlar.
Bu madde hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar uygulanır."
MADDE 26 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.
Bazı sözler, maalesef haddini aşıyor. Bunlar da uhrevi mesuliyet gerektirir. Ahirette mahcup olmak istemiyorsan, lütfen sözlerine dikkat eyle. Seni ehl-i namaz bilirim.
Neyi savunduğunu öğrenmek ve anlamak istiyorsan Allah'a sor, istihare yap. Bununla ilgili izahata ihtiyacın yoktur herhalde.
Değerli kardeşim vaktim olsada değişikliğe giden maddelere ilave olunan fakat bu ülkenin yararına olmayan hükümet yada hükümetlerin rahatça işleyebileceği çok ek var Ben 125 madde ile ilgili köşemde yazı yazdım. vakit buldukça da yazacağım Karşılaştırmalı olarak okunması ve yorumlanması için siteye koyduğun maddelerin ilave olan kısımları zaten sıradan şeyler önemli olan burada ek olarak konan özel onlarca cümle var onların yorumlarını yap.. Ben zaten diğer yazılarımda birkaç yeni değişiklik olduğundan bahsetmiş bununda yem maddeler olduğunu söylemiştim. Fakat benim karşı çıktığım hükümetin bir şeylerin intikamını alırcasına sinsice yapılan değişikliklerdir. bu olusuz değişikliklerin nelere yol açacağını gelecekte heb beraber izleyeceğiz.
Suriye sınırını boydan boya israile vermeye kalkan hükümete ilk karşı çıkan bu gün sizin yerden yere vurduğunuz muhaleftti . ve iptalini yapan Anayasa Mahkemesi ve yargı idi O zaman yargıya ve muhalefete alkış tuttunuzda bu gün ne değişti.. Memleketin bir çok köşesinde dağıtılan kömürler beyaz eşyalar mobilyalar ve makarnalarmı sizleri değişime zorlayan.........???
İhanet ve bölücülükten bahsedenler, hâlâ o maddeler üzerinde bir yorum yazmadılar. Şu madde ihanettir, çünkü.. Bu madde bölücülüktür, çünkü... diyerek yazmalı. iddia, delilden yoksun ise çürüktür.
DYP-CHP hükümeti döneminde adalet bakanlığı yapan Mehmet Moğultay'ın 1995 yılındaki İstanbul il kongresinde yaptığı konuşma en çok MHP'yi rahatsız etmişti.
Mehmet Moğultay, "Açılan 5 bin kişilik kadroyu Doğu ve Güneydoğu Anadolu doğumlularca doldurduklarını, 2 bin hakim ve savcıyı da kendi düşüncelerinden olanlardan atadıklarını söylemişti. Bu sözler yargıdaki kadrolaşmayı göstermesi bakımından büyük bir skandalı ortaya çıkarmıştı. Ancak Moğultay'ın bununla yetinmediği Ortadoğu gazetesine yansıyan haberlerde de açıkça görülüyor. Gazeteye göre Moğultay "MHP'li militanlarla mı dolduracaktık? " demişti.
MHP bu sözlere büyük tepki göstermişti. Partinin yayın organı olan Ortadoğu Gazetesi ve köşe yazarları konuyu gündemde tutmuştu. O gün MHP'ye hakaret eden Moğultay ile MHP bugan referandum konusunda aynı noktada buluştu. Yargıdaki çarpık sistem ve kadrolaşmayı engelleyecek olan değişikliğe MHP'de "hayır" diyor.
TOBB olarak yeni bir anayasa yapılmasının ve yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu noktasında hem fikir olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, bununla ilgili çalışmalar yaptıklarını, son 5 yıldır her genel kurulda TOBB başkanı olarak bunun altını çizerek yeni bir anayasa istediklerini söylediklerini kaydetti.
Bunu ''güçlü ekonomi, kaliteli demokrasi'' şeklinde sloganlaştıran bir cümleyle ortaya koyduklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Eğer Türkiye 2023'te dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girecekse ekonomisinin güçlü olmasını istiyorsa güçlü demokrasinin olması lazım. Onun için Türkiye'nin yapısal değişiminin en önemli başlangıcı, değişimini ve dönüşümün başlangıcını yeni bir anayasayla olur. Biz TOBB olarak bu süreçte yeni bir anayasa yapılması noktasında zaten gerekli tavrının net olarak ortaya koymuşuz. En son 22 Mayıs Genel Kurulu'nda bu konuda görüşlerimizi söylemişiz. Biz ne düşündüğümüzü açık ve net olarak söylemişiz.
Bu önümüzdeki dönem referandum süreci içindeyiz. Bu sürecin siyasallaşması bizleri rahatsız etmektedir. Bu referandum konusu teknik bir mesele. A, B, C partisi oylaması konusu değildir. Siyasi partileri oylamıyoruz. Bu konunun siyasal bir tartışma konusu olmaması gerekiyor. İçeriğini tartışıyor olmamız lazım. Referandumun içeriğinin ne getirip ne götürdüğünü tartışıyor olmamız lazım. Maalesef bizim kamuoyunda şu an gördüğümüz en büyük eksiklik bu.''
TOBB olarak rotalarının değişimden yana olduğunu bundan sonra da böyle olacağını kaydeden Hisarcıklıoğlu, farklı bir değişim ve sürecin dışında olmalarının mümkün olmayacağını söyledi.
Referandumun Türkiye'ye yakışır, Türkiye'yi hedeflerine taşıyacak yeni bir anayasa oluşturulması için bir başlangıç olacağını düşündüğünü ifade eden Hisarcıklıoğlu, demokrasi ve özgürlüğü genişletecek her türlü adımı da olumlu bulduklarını açık ve net olarak her yerde ifade ettiklerini belirttikleri söyledi.
Kaynak: haber7
Evet'çi 2 başkan ve 105 partili DP'den istifa etti
ÇORUM -AA- Anayasa değişikliği ile ilgili 12 Eylülde yapılacak halk oylamasında "evet" oyu kullanacaklarını açıklayan Çorum'un Ortaköy ve Dodurga ilçe Belediye Başkanları ile meclis üyelerinin de aralarında bulunduğu 105 partilinin Demokrat Parti'den istifa ettiği bildirildi. Dodurga Belediye Başkanı Bekir Kılıç, belediye binası önünde düzenlediği basın toplantısında istifasını açıkladı. Demokrat Parti'nin kendini var eden ilkelerinden son dönemde uzaklaştığını öne süren Kılıç, halktan uzaklaşıp CHP çizgisine yaklaşan, değerlerine önem vermeyen siyaset anlayışıyla partinin bitirilme noktasına getirildiğini söyledi. Kılıç, "Anayasa değişikliği konusunda 'CHP, MHP, BDP' çizgisine destek verip 'hayır' oyu vereceğini açıklayan partimiz, kendi geçmişini inkar eden bir karar almıştır. Demokrat Parti'nin tabanını hiç dinlemeden, tarihsel geçmişimizin ve değerlerimizin muhasebesini yapmadan alınan bu karar bizi çok zor durumda bırakmıştır. Sokağa çıktığımızda partinin aldığı kararı savunacak en ufak bir dayanak bulamıyoruz. Geldiğimiz bu noktada hemşehrilerimle ve ekibimle yaptığım değerlendirme neticesinde Demokrat Parti'den istifa ediyoruz" diye konuştu. İlçe teşkilatına üye olan 100 partiliyle istifa ettiklerini ifade eden Kılıç, "Ülkemizin geleceği için 12 Eylülde referandumda tüm halkımızı 'evet' demeye davet ediyorum" dedi. Çorum'un Ortaköy ilçe Belediye Başkanı Ali Ergin de Cemal Boyacı Parkı'nda yaptığı basın açıklamasında, Anayasa değişikliği ile ilgili halk oylamasında milletin yanında yer alacaklarını belirterek, partiden istifa ettiğini kaydetti. "Ben Demokrat Partili bir belediye başkanıyım. Meclis üyesi arkadaşlarımla birlikte bu anayasa değişikliğinde milletin ihtiyaçlarının ve taleplerinin karşılandığını görüyoruz" diyen Ergin, partisinin neye, niçin "hayır" dediğini anlayamadığını söyledi. Ergin, "Biz kendi misyonundan sapan ve milletin bulunduğu tarafta durmayanların yanında yer alamayız. Bu durumu içimize sindiremeyiz. Bu nedenle 4 meclis üyemizle birlikte Demokrat Parti'den istifa ediyoruz" diye konuştu. Yeni Anayasa ile demokrasi ve adaletin daha sağlam bir temele oturacağını söyleyen Ergin, "CHP'nin peşine takılıp yeni bir milli şef dönemi yaşatmamak için bu referandum oylamasında milletimizin safında yer almak ve 'evet' demek görevimizdir. Duruşumuz diktir, yerimiz milletimizin yanıdır" dedi.
ÇORUM -AA- 12 Eylül 1980 darbesi sonrası "MHP ve ülkücü kuruluşlar davasında" idamla yargılanan ve uzun süre hapis yatan Mustafa Seyrek, halk oylamasında Anayasa değişikliğine "evet" diyeceğini bildirdi. 1977 yılında Çorum Ülkü Ocakları yöneticisiyken gözaltına alınıp tutuklandığını, Mamak ve Sinop Cezaevleri dahil olmak üzere Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde 13 yıl yattığını ifade eden Seyrek, bu süre içinde bir çok işkenceye maruz kaldığını söyledi. Seyrek, gördüğü hiçbir işkencenin koğuşuna gelen yüzbaşının "vatan haini" sözü kadar ağır gelmediğini dile getirerek, "1980 darbesi sonrası yaşanan işkenceleri anlatmak mümkün değil. Durgun suya atılmış taş gibiydi. Mamak taşın atıldığı yerdi. Buradan başlayan işkenceler dalga dalga ülkeye yayıldı" diye konuştu. Adının "idamlıklar" listesinde yer aldığını, ancak uzun süren mahkemeler sonrası cezasının hapse çevrildiğini anlatan Seyrek, yan ranzasında yatan Ali Bülent Orhun'un idam edildiğini belirtti. Mustafa Seyrek, duruşmalar için Ankara'ya sevk edildiğinde Mamak Cezaevi'ne konulduğunu ve burada bir çok işkenceye şahit olduğunu ifade eden Seyrek, sözlerine şöyle devam etti: "Çok sayıda genç 'Filistin askısı' denilen işkence aletlerinde unutuldu. İşkenceden ölen gençler için 'intihar etti' denildi. Daha 17 yaşındaki çocukları n yaşları 40 gün içinde büyütülerek, idama götürüldüler. Mamak'ta namaz kılmak yasaktı. Bir gün arkadaşlarımızdan Hüseyin Kurumahmutoğlu namaz kılarken yakalanmış. Asker copla kafasına vurmuş, arkadaşımızı beyin kanamasından kaybettik. Yapılan işkenceler hiçbir insana reva görülmeyecek türdendi. Hak aramak gibi bir şey fiilen mümkün olmadığı gibi fikren de imkansızdı. İhtilalciler, sürekli bir ezme ve yok etme politikası içindeydi." Cezaevinde bir süre tecrit altına alındığını ve sol görüşlü üç kişiyle aynı hücreyi paylaştığını anlatan Mustafa Seyrek, onlarla sık sık ülke meseleleri hakkında konuştuklarını belirterek, "Sorunlarımız aynı fakat çözüm önerilerimiz farklıydı" dedi. Yaşadığı acı dolu günlerin ardından darbecilerin yargılanmasının önünü açan Anayasa değişikliğini önemsediğini ifade eden Mustafa Seyrek, "Kaybettiğim arkadaşlarım ve vicdani sorumluluğum için halk oylamasında 'evet' diyeceğim. 'Hayır' dediğim zaman hem kendime, hem de arkadaşlarıma yapılan zulümleri kabul etmiş olurum" diye konuştu. Verdiği kararın hiçbir siyasi anlamı bulunmadığını vurgulayan Seyrek, sözlerini şöyle tamamladı: "Zulüm yapanların yargılanması çok önemli. Her şeyden önce millet vicdanında bunun tartışılması çok önemli. Bazı hukukçular zaman aşım ından dolayı 'yargılanamazlar' diyor. İhtilalcilerin yaptıkları, insanlık suçuydu. İnsanlık suçlarında zaman aşımı olmaz diye düşünüyorum. Arkadaşlarım yanımdan alınıp idama götürüldü. Şimdi bize bunu yapanların yargılanması için imkan verilirken ben 'hayır' diyemem. Benim 'hayır' demem 12 Eylül döneminde yapılan bütün haksızlıkları, kendime, arkadaşları ma ve aileme yapılan zulümleri kabul ettiğim anlamına gelir. Her zaman millet iradesine inanan bir insan oldum. Özellikle Anayasa Mahkemesi'nin yapısı ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını değiştiren maddelerin hukuk açışından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yapılarıyla, bu kurumların ülkeye zarar verdiğine inanıyorum."
Siyahnur isimli bir sitede gördüğüm bir anketi paylaşmak isterim.
Bİ ŞEY SORUCAM: 12 Eylül'de ne dicen? Evet, evet, evet! Kesinlikle hayır! Ben bilmem kocam bilir Hanıma bi soruyum Hele bi 12 Eylül olsun Bugün ayın kaçı? Yazı tura atıcam
Maddeleri okumadan, görmeden sırf fikrimize uymuyor diye karşı olmak, milletimizin maalesef 100 senelik çıkmazlarından. Millet olarak böyle bir afetten kurtulmak zorundayız. Aksi takdirde Türkiye'nin 35 kilodan yukarı çıkması mümkün değil, İngiliz bakanın dediği gibi. İnad, taraftarlık ve hased gibi toplum hayatımızı mahveden hastalıklardan kurtulmalı ve kardeş olduğumuzu hatırlamalıyız.
Kavgayı netice veren fikir çürüktür ki kaba kuvvete istinad eder.
Fikir bozuk ve çürük de olsa benim fikrimdir, üste çıkarmak için elimden geleni ardına koymam, istediğim şekilde çamur atarım karşı tarafa demek, âciz,, zayıf ve bencil insanların gereğidir.
Ölçümüz, körü körüne taraftarlık mı? Yoksa hak hangisi ise teslim etmek mi hakkını? Bir siyasi olsun veya olmasın her zaman isabet edecek diye bir kaide yok.
Burada karşıt fikirlere iş düşüyor.
Delillerle ispat etmeli, fikirlerini dolaştırmadan ifade etmeli.
12 Eylül döneminde henüz 17 yaşında olaylara karışmaktan 10 yıl hapis yatan MHP'li Hüseyin Cengiz'den flaş açıklama..
Samsun MHP İl Teşkilatı eski Disiplin Kurulu Üyesi Hüseyin Cengiz, PKK'lıların 'hayır' dediğine, MHP genel başkanının da 'hayır' dediğini belirterek, "Bahçeli MHP'nin misyonunu bitirdi" dedi.
12 Eylül döneminde henüz 17 yaşında olaylara karışmaktan 10 yıl hapis yatan MHP Samsun İl Teşkilatı eski Disiplin Kurulu üyesi Hüseyin Cengiz, referandumun siyasetle karıştırılmaması gerektiğini belirterek, bekledikleri günün geldiğini ve referandumda 'evet' oyu vereceklerini açıkladı.
Hüseyin Cengiz, "Biz eski ülkücüler olarak, bunu Türkiye'deki yüzlerce binlerce arkadaşımın adına konuşuyor sorumluluğunu hissederek söylüyorum. Bizi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'hayır' demesi hiçbir zaman bağlamaz. Çünkü, eski ülkücülere gerek teşkilatlarda, gerek kamuda hiçbir zaman sahip çıkılmamıştır. Hiçbir zaman yüzümüze bakılmamıştır, hep dışlandık. Hatta kendilerinin teşkilatlara beyanatları genelgeleri vardır. 12 Eylül'de siyasi olaylara karışan insanları partiden uzak tutun şeklinde. Hatta biz, Başbuğ'umun döneminde Samsun İl Teşkilatı'nda görevli iken, Başbuğ'umdan sonra hükümlü olduğumuzu öne sürerek partiden üyeliğimizi bile düşürmüştür. Bugün bakıyoruz, PKK'lıların 'hayır' dediğine MHP genel başkanı da 'hayır' diyebiliyor." dedi.
Türkiye'den başka Türkiye olmadığını çok rahat bilerek, referanduma 'evet' diyeceğini belirten Cengiz, "Uzun yıllar karayolunda bir çalışan olarak, Türkiye'de yapılan duble yolları görüyorum, üstüne basarak tekrar söylüyorum AK Parti'ye prim kazandırmak adına asla konuşmuyorum ama 'Yiğidi öldür, hakkını yeme' felsefesi çok önemli. Türkiye'de yapılamayan birçok şeyi yapmışladır.AK Partiiçersinde sevmediğimiz tasvir etmediğimiz birçok insan vardır. Ama Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında, ben kendi adıma konuşuyorum şahsına hayranım. Ben tekrar ediyorum referanduma 'evet' diyeceğiz. Çünkü referandumda bu ülkenin insanının adına kötü olan hiçbir şey yok. Merak eden internete girip anayasa tüzüğünü okusunlar." tavsiyesinde bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin genel seçimde Türkiye'de iktidar olabilecek alternatif bir parti lideri olmadığını vurgulayan Cengiz, "Bugün bakıyorum, Kılıçdaroğlu mu gelecek, Bahçeli mi gelecek. Bir kere kendisi siyasi parti liderliği vasıflarına sahip değil ki. Erzurum'da halat atıyor ortaya, 'As diyor.' Peki adam çıktı ne dedi 'Senin zamanında alındı sen niye asmadın.'. Bu kadar basit. Altında kalacağın lafın niye üstüne gidiyorsun. Başbuğ'umun zamanında böyle miydi? Geçen gün Samsun'a geldi sayılabilecek kadar az kişi katıldı." şeklinde konuştu.
Referandumun sonucunda 'evet' oyunun yüksek oranda çıkacağına inandığını dile getiren Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'deki binlerce ülküdaşım12 Eylüldöneminin çilesini çekmiş, işkencesini çekmiş, azabını çekmiş, erkekliğini kaybetmiş, anasına, babasına, karısına gözünün önünde işkence yapılmış tüm ülküdaşlarımda 'evet' diyecektir. Çünkü biz, 12 Eylül döneminde bize işkence yapanların intikamı ile büyüdük ve o hırsla öleceğiz. Bu yüzden 'evet' diyeceğiz. Bu çok önemli."
12 Eylül döneminde alayda gözaltına alındığında işkence yapılarak komutanlar tarafından sorgulanan Cengiz, acı ve ızdırap dolu günlerinde bir anını şöyle anlatıyor: "Sıkıyönetimde alaydayız, gözlerimiz bağlı, ellerimiz arkadan kelepçeli daha 17 yaşında bir çocuğuz. Elektrik veriyorlar, işkence yapıyorlar Allah diye bağırıyoruz. Sorgucu diyor ki 'durun, bir şey söyledi, bir itirafta bulundu' diyorlar. Sorgucu diyor ne söyledin oğlum. Bende diyorum komutanım canım yandı Allah diyorum dedim. Oda bana burası sorgu odası buraya Allah giremez, neden çağırıyorsun dedi. Biz bunları yaşadık, bunların işkencelerini gördük. Eğer bunların işkencelerini gören bütün arkadaşlarım 'hayır' derseler ben o arkadaşların şahsiyetlerinde şüphe ederim ve demeleri de mümkün değildir ki hepsi de 'evet' diyecektir."
İşte bize bir imkan. Bütün maddeler karşımızda. Ayrı ayrı oylayıp yorumlayınız. Veya sadece şunlara evet, bunlara hayır diyip yorumlayınız. 26. madde hepsi birden oylanır diyor ama biz teker teker oylayalım. Gerekçeleri de yazalım ki, herkes doğru ve yanlışlarımızı görsün ve tashih etme imkanı bulalım. Maksad, hakikat ve gerçekler ortaya çıksın.