Gözyaşlarından utanma Pınar! Ve bunun için asla özür dileme.../ Mustafa Mutlu
CNN Türk'ün binası hemen bizim gazetenin bitişiğinde... Ama ya iki kez gitmişliğim vardır, ya da üç kez... Televizyonlara çıkıp ahkâm kesmeyi seven gazetecilerden olmadığım için, olabildiğince uzak dururum televizyon binalarından... Hatta deyim yerindeyse kaçarım!
Bu yüzden CNN Türk spikeri Pınar Esen'i de tanımam...
Dün ilk kez bizim gazetenin internet sitesinde gördüm fotoğrafını... Sonra habere iliştirilmiş görüntüsünü izledim.
Güne Merhaba isimli programı sunuyordu... Şehit düşen 13 asker için atılan gazete manşetlerini okuyordu ki; kendini tutamadı ve canlı yayında önce sesi titredi, sonra ağlamaya başladı.
Ardından; izleyiciden özür dileyerek reklam arası istedi...
Reklam dönüşü tekrar özür diledi ve "Belki profesyonelce değildi. Ama bazı noktalarda profesyonellik insani yanımızın gerisinde kalıyor" diye açıklamak gereği duydu gözyaşlarının nedenini...
Profesyoneller de insandır Pınar...
Son dönemde pek rastlamasak da ben, gittiği olay yerinde ağlayan polisi de bilirim mesela...
Otopsi yaparken cinnet geçiren adli doktoru da duymuşluğum vardır...
Dokuz kişiyi tek tek çıkardığı yanan binanın enkazına çıkıp, kurtaramadığı yaşlı bir teyze için beşinci kattan atlayıp intihar etmeye kalkışan Amerikalı itfaiyecinin öyküsü, film olmuştu hatırladığım kadarıyla...
Yani profesyonellik, yaptığımız iştir sadece...
Yaşadıklarımızdan etkilenişimiz ve verdiğimiz tepki ise insanlığımız...
Bu yüzden okumak ve insanlara aktarmak zorunda kaldığın haber, insan olarak yüreğini burkuyorsa...
Sözcükler düğüm olup gırtlağına diziliyorsa tek tek...
Dizlerin titriyor, gözlerin doluyorsa...
Hiç zorlama kendini güzel kardeşim!
Doya doya ağla... O anda unutman gereken tek şey; profesyonelliğin ve kameralardır!
Asla utanma gözyaşlarından...
Çünkü her bir damlası, o hain saldırıda gencecik bedenlere kurşun yağdıran katillere verilen en büyük cezadır...
İnsan sevgisidir o damlalar; zulme, tepkisizliğe, çaresizliğe, soğumuş yüreklere, insandan uzak siyasete en etkili yanıttır...
Hele döktüğün o gözyaşlarından sonra özür dilemen var ya...
İşte bunu hiç anlamam benim "insan" kardeşim...
Sana o gözyaşlarını döktüren, yıllardır teröre karşı her türlü tavizi veren, teröristleri sınır kapılarında düğün alayı karşılar gibi karşılatan, dağın başına özel mahkemeler kurdurup jet hızıyla serbest kalmalarını sağlayan beyler var ya...
Hani; lütfedip dünkü şehit cenazelerine bile gitmeyenler...
Eğer ille de bir özür dilenecekse; onların dilemesi gerekir bu özrü!
Senin hiçbir suçun, günahın ve payın yok bu ayıpta!
Ve ille de "profesyonelce" bir eleştiri istiyorsan...
Tek suçun, dilediğin o özürdür...
Senin dünkü yayından dondurulmuş yandaki görüntün; tüm genç gazeteci adaylarına "insanlıklarını unutmamaları" için, ders olarak gösterilmelidir!
***** Günün Sorusu
Bu ülkede hiç gazete okumayan, televizyonların ana haber bültenleriyle haber kanallarını izlemeyen, internette haber sitelerine girmeyen en az 20 milyon seçmenin; günlerdir yüreğimizi dağlayan 13 askerimizin şehit edilmesi olayından hâlâ habersiz olduğunu...